Girdin mi farklı koyda denize
Daldın mı maviye tepetaklak
Giysiler savruk öteye beriye
Kaldı mı üstünde geriye bir şey.
İrkilmeden, üşümeden serininden,
Çiçekle suyun yolculuğuna dönüştü bahar
Su, derinlerden yükselişte tomurcuğa
Yaprak kucaklamakta özlemle ıslaklığı
Hasret istasyonunda yarini bekleyen yolcu misali
Kirpik tarlasına düştü ilk damla kaşımdan
Sözün esrarı mavide dansda
Gönül erleri yanan iştiyakda
Konuşan elmassa, ayinede pırlanta
Ruhlar hazda, coşkuysa hülyada
Yakamozdaki pırıltı güneşten mi acaba?
Soluk olup bir nefeste soluyorum seni
Su olup bir yudumda içiyorum seni
Şarap olup bir kadehte çekiyorum seni
Sevda olup bir sarışta kaplıyorum seni
Yıldız olup saçlarını süslüyorum seni
Beklerken istasyonda özlemle,
Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen.
Geceden çiğ yağmış üzerine, bir damla 'ben'...
Sen bahçelerde çiçek açtıran,
Sen o tek sevgi, içimde sen...
Pervasız pınardın kaynayan kendi halinde
Vadiler dolaşan salına salına mahcub
Kardelenler süsledi seni başın mağrur
Kıvrım kıvrım akar durur nehrinde ruhum
Gönüllüler alayına mahkum ettin beni
Gece sahibi dediler ona
Karalar kayboldu göğsünde
Allar pullar takıştırdı
Beğenmedi aynada suretini
Gecenin ıssız koynunda
Sabah yedi gibi uyandım
İçimde hoş, ılık bir rüzgar
Konuşuyorum kendimle
Bugün dünden farklı
Uyanışımdan belli
Tam o sırada duydu beni bir can
Gecenin bir sükûn vakti
Pencerede bir ses
Tik tak!
Ardından kapı zorlanıyor
Şrak şrak!
Kulağım kabarmış
Akşamın buğusu boyanır gözlerime
Yükseklerden düşer yağmur tanesi
Alır hasretini sokar omuzlarımdan yüreğime
Dökülür şırıl şırıl, çağlayanlar kıskanır
Yaralı kuşum, kanatlarım ürkek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!