Kırık kalpler sokağında
Bir kedi kadar gizli
Bir çöp tenekesi kadar yalnız
Gülücüğünü düşürmüş çocuğum
Üşür ellerim
Göğsümde açıp efsun pencere
yetim acı ile yalvarır
sağır bir ozanın uyuduğu
kuru yaprak gölgesi yüreğim.
Duvarına çıkıp yıkık surunun
Öper yüzünü şevkatle utançın anası
Yalan,pişman yavrulara gebe
Zimmetli sanki kibre şeytan
Zakkum suyunu emziren mi var?
Kireç yüzü sevgilinin tavanda
Cebinde sahi suretlerle yeni kimlik almış kişiler
Kendi cinayetini işlemiş
Kaldırım gediklerinde saklanır.
Kimilerinin künyesi yitmiş gönül gezdirir.
Rakı sofrasında cam kırığı kalplerle
Özgürlük,
Günahlarına ağlayan bir adamın
Çile duvarları.
Özgürlük
Öfkeli rüzgarın şehirden aldığı har.
Eskilerden yer sofrası kıvamında
Dertleşir, toprak çanak tahta kaşıkla
Körlerin gecesi, gök kuşağı bağlı gözlerime
Huzursuzum
İlla gelsen kıyısına tenimin
Aşk ağzının karasındayken gecenin.
Yanık buğday başagında siyaha yakın
Ölü bir kelebeğin kanadında solmaya yakın
Düştüğü yerde acı yeşerten damlalar
Düşüncelerin kirini yıkar en dar saatlerde
Hayata açılan birkaç pencere
Bir kadın
Alelade bekliyorum geçse de ömürden güzler
Hiç sorma neden ağlıyorum
Ah papatya
Sen bu dağın yorgunluğunu bilirsin
Yada eriyen karların su seslerini.
Kara açınca rengi gök çiçeğinin
Gamzelerin solduğu bir yüz tarlası bulurum aynada.
Zamandan öte bir varlığı düşünür
göz yaşımla yüreğimi aşındırırım.
İninde soylu bir kurdun sancısını duyarım
Usulca serilmiş toprağa düşen her yaprak.
Soğuk, çok soğuk
Düşlerimde üşüyen keke bir çocuk
Eski dilde yazılı defterleri kapatmak üzere.
Zor! Çok zor inan boş gözlerle yerde yatmak
Hayat:
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!