Kuşlar,en hırçın sedayla düşüyor yere
Gözleri zindan olmuş bana bakıyorlar
Yüzüme bak ey gecenin hain sesi
Sana söylüyorum…
Kalabalığın koynundaki doğurgan kadın
Çığlık içinde her yer,itiraflar yükseliyor.
Sokak köşelerinde ihanet mağduruyuz.
Yalanın kıskacındayız,gözler içinde,
Yorgun ve düşkünüz.
Yalnızlık bu boşluktayız.
Aynalar eskimiş bakılmıyor.
durma kayıkçı çek kürekleri,at ağlarını denize
ya nasip...
bakarsın özgürlükte takılır ağlarda ki balıklara...
bir heyecan tufanı kaplıyor içimi
ne zaman karşımda görsem,ne zaman yüzüne baksam.
ayaklarım çözülüyor,ellerim buharda kalmış gibi terliyor.
sana bakmak ölümsüzlükle tanışmaktır.
mahşer alanına ilk ve son gelen kişi olmaktır.
Hiç umurumda olmadın.
Hiç aklıma gelmedin.
Ben sadece bu gönlü yakmak istedim.
Sadece serin sulara geçmek istedim.Ateşlerden
Sokaklarda yürüyüp ömrümü bulmak istedim.
Lügatın bilmediği kelimeler toplanmış üstüme,
Hangi yöne baksam,hangi sesi duysam tarife geçmez.
Üstümde donan güneş midir? Yoksa ışık mı?
Küf tutmuş bedenime amonyak süren yine kelimeler mi?
Issız karanlıklar içinde birden kelimeler şahlanır.
Bir an mısralarımı duyar mısın?
Gel dediğim an itimat edip gelir misin?
Dalgasız dümensiz yalansız
Mısralarımın içine
Sana aşktan şiir yazdı
Bu akşam leylanın elinden içtim rakıyı
Leyla:
Nur cemali içinde saklanmış
Ahu gözlü bir destan...
Saatler yine beni kahreden noktada.
Gecenin ortasında,gözümün önünde.
Masanın üstünde,mutluluğun resmi çizilmiş.
Sanki resim seni taklit etmiş.
Aydınlıktır...
Hem gece hem gündüz...
Ne güne ne güneşe
Muhtaç değiliz hiç bir sabaha
Artık...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!