Dinin, imanın arkasına sığındılar,
Gidip Amerika’dan emir aldılar,
Yurduma bir sürü çakal saldılar,
Vur Bozkurdum vur tilkiye,
Kurulsun artık Büyük Türkiye
Balkanlarda gürleyip, şimşek gibi çaktık.
Yıldırımlar olduk hep düşmanları yaktık.
Dereyi kan, tepeleri şehitle yaptık.
Bu güzel, şerefli vatanı çiğnetmedik.
Çanakkale’de Allah Allah sesleriyle,
Anadolu’danım. Anadolu’dan.
Adım Ayşe, Fatma, Ahmet ve Mehmet.
Korkup yağmur, kar, fırtına, boradan,
Ölsem dahi etmem kızıla minnet.
Olsa da, toprağım verimsiz, kıraç,
Çizmek için Ankara’mızdan bir manzara.
Elimde defter, kalem, düştüm sokaklara.
Sokakta yürü bakma sakın duvarlara,
Miden bulanır, bura başkent diyemezsin.
İslam yok, herkes zevkinde ve sefasında.
Parlardı. Parlardı.
Malazgirt’te Alparslan,
Ankara’da Gümüş parlardı.
Olmasaydı o kahraman,
Anavatanda düş parlardı.
İlk gözümü açtığımda gördüm, tatlı dilli bir ana. Dedim. Konuştuğum güzel, sade, essiz dile dilana. Değişemem ben onu, ne cana, ne de güzel canana. Kayıp olur giderler onlar, geldiği zaman birana.
Türkçedir anadili her zaman kahraman milletimin. İstemem, ebediyen yozlaşmasını güzel dilimin. Konuştuğu hep aynı dildir, köy, il ve ilçelerimin Tarihin sayfalarına yazıldığı günden bu yana.
Anadilini kaba bulup kibarlık satan züppeler, Tüm benliğini unutup yabancı hayranı ibneler, Anadiliyle dalga geçen daha bilmem neler, neler, Türküm diye, göğsünü gererek çıkamazlar meydana.
Görüp te sende Türklük gururunu,
Atadılar Gençlik ve Spor Bakanı seni.
Korumak içinde milletin onurunu,
Vatanını ve milletini seven erek.
Milletin geleceğinin temeli gençlik.
Yolum Ülkü Ocağı, hedefim turan,
Elimde Türk’ün Bayrağı, kitabım Kur’an.
Yüce Turandır her Türk’e en büyük vatan.
Onu kuracağım, beni bağlama baba.
Yüce Başbuğ’um, kurup şanlı bir ocağı,
Ulan şiş göbekliler, avrat kılıklılar,
Tırnağı ojeli, dudağı boyalılar,
Halkçı nutuğu atan, Lenin suratlılar,
Oğulluyla, kızıyla biz geliyoruz biz.
Vatan, millet hainlerini kovmak için,
Dil başkaydı, eğitim başka, kültür başka. Yunana sevdasıyla geldi bu zat aşka.
Bu zat, bu aşka yandı, kavruldu, kül oldu. Gitti Moskova’ya kıpkızıl bir kul oldu.
Sadık efendisine, kusursuz hürmette. O hürmet için hal bırakmadı devlette.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!