Dur,
Gitme.
Sende şiirlerimi yaşatacağım daha…
Daha ellerini tutup da gözlerine bakarak
En güzel şiirlerimi okuyacağım.
Sonra gözlerin değdiği için gözlerime
Âşık olmanın tadına vasıl olursa bir kez yüreğiniz,
Yağan yağmurun altında nemlenirsiniz.
Gülerken ağlayabilme yetisi kazanırsınız.
Yanarsınız, dumanınız tütmez.
Ölmeden toprağa gömerler sizi, ölmek gibi yaşarsınız…
Ani gelişen bir aşk hikâyesiydi bizimkisi.
Kendi nazarımız bile değer diye dilimize alamadığımız kadar güzel,
Tarihte bilinen en eski aşklarla inatlaşabilecek kadar güçlü,
Ve bir delinin kendini akıllı sanması kadar gerçek…
Ani gelişen bu aşk hikâyesinin başlarındayız.
Sevda dedikleri ne imiş meğer?
Koskoca adamı yakar kül eder.
Siz düşmeyin sevda denen ateşe,
Ne hal kalır adamda ne muteber.
Gurbet elde yandığım var bir dilber,
Mütemadiyen sevişiyoruz yıldızlar altımızdan yavaşça kayarken,
Haddizatında ne sen bana yakınsın ne ben sana uzağım.
Benden mesruru ya tanrıdır ya da sen,
O gece hiç konuşmadan yakınlaştığımızda anladım.
Beyaz sayfaların yaladığı kalemlerin başında geçirdim saatlerimi.
Öyle şeyler yazıp çizdiler ki sana dair,
Görsen hemen tanırsın.
İki resim arasındaki farktan ziyade,
İki şiir arasındaki farkı bulmaktı bütün kalemlerimin derdi.
Baştanbaşa şiir olan seni,
Uyursun, kavuşmuşsan rüya olur,
Uyanırsın, ayrılmışsan gerçek olur.
Kavuşursun, rüya değilse hayal olur,
Ayrılırsın, gerçekse uyanamazsın.
Karanlık bir odada
Aydınlatmayan bir gece lambası ve
Yazmayan bir kalem kurşundan…
Geceden kalma körpe yalnızlığımla beraber
Gündüze vuran sakin sessizliğim.
Bir yerlerde noksanım,
Seni artık şairlerin ölüm tarihleriyle anıyorum,
Her sene bir defaya mahsus hatırlamak için.
Sanma ki ölen sadece sevdiğim şairlerdir!
Seni de onlar gibi sene de bir okuyorum.
Pimi çekilmiş el bombası gibiyim,
Şafak vakti ansızın patlayacağım.
Ne bildiğin ne de gördüğün gibiyim,
Ancak sen gelirsen toparlanacağım.
Elle tutulur yanım kalmadı artık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!