Uğraşmayın artık benimle,!
Zaman geldi yar oldum
eş oldum,
ana oldum...
Zaman geldi fabrikada işçi oldum,
tarlada ırgat oldum,
Doktor oldum,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Celallenme boşa...
Uğraşmayın artık benimle,!
Zaman geldi yar oldum
eş oldum,
ana oldum...
Zaman geldi fabrikada işçi oldum,
tarlada ırgat oldum,
Doktor oldum,
Öğretmen oldum,
Ama önce İnsan oldum..
Dinimi inkar etmem asla,
Bayrağımı, vatanımı inkar etmiyeceğim gibi...
Dur bir dinle.!
Ben Cumhuriyet kadınıyım..
Ne uğraşırsın dinimle,başımın örtüsüyle..
Başımı bağlarım giymem kara çarşaf.
Gömdü tarihe kara çarşafı yıılar önce ATAM..
Ne sarık ne kara çarşaf.......
Aydınlık günler beklerken,
Neden karanlığa çekiliyoruz....
İstemem ne başka bir güç,
nede başka bir yönetim...
Tek istediğim Laik bir CUMHURİYET...
Dinle hemen celallenme.!
1920de kuruldu Cumhuriyet.
Özgür bırakıldı inanç özgürlüğü,
Neden inancıma kurşun sıkarsın.!
Neden din elden gidiyor diye,
dellenirsin....
Elden giden din değil,
İnsanlık onurum..
Elden giden Demokrasi....!
Celalleneceksen buna celallen.
Vatan toprağı parsel,parsel satılır oldu,
Dış güçler devleti yönetir oldu,
Gün gelmiyorki yüreğim kan ağlamasın,
Mehmedimin şehit haberiyle,
Celalleneceksen buna celallen...
Uğraşma artık benimle ben Cumhuriyet kadınıyım...
Tülay İçen
günün anlamına yakışır mükemmel bir şiir,,tebrikler Tülay hanım,,çok güzdi,,
bu güzel şiirinizi umarım dar görüşlü ve örümcek kafalılarda okurda kendilerine bir pay çıkarırlar. yürekten kutluyorum yüreğini. işte cumhuriyet kadını budur. sevgilerimle
Değerli üstadem...Yüce dinimizin kendisi zaten celalenmeyi yasaklar
insanları bu tutumlarından dolayı men eder..
Bu meyanda yazmış olduğunuz şiirin muhataplarını şiddetle kınamak
vede telin etmek isterim...
Tabiki Bu kutsal vatanımın topraklarında vede kanunlarında din ve
vicdan özgürlüğü vardır..Zaten bunu sevgili Peygamberimiz 1400
yıl önce halkaına anlatmış deklare etmişti..İslamı gerçeğiyle bilen
ve yaşayan zaten bu tür polemiklerden her daim kendini beri tutmuştur..
Şiirinizin en çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğu bir anda yayınlanması
umarım tamamen tesadüf eseridir..Yoksa duygu ve düşüncelerinize katılmamak mümkün değil...Onurlu vede dik duruşunuz takdire şayandır..
Kutlarım üstadem TEBRİKLER..
Selam ve muhabbetlerimle..Allaha emanet oıl.....yunus karaçöp
'çünkü o tür davranmak onların işine geliyor oy kaygısı,koltuk sevdası...bölmeyi seviyorlar belkide...'
Değişmek Gerek Diyorlar...! !
**********************************
Değişmek gerek diyorlar;
Çağın gerisinde kalmadan;
Yakalayıp ta Global Dünya'yı kuyruğundan,
Hiç bırakmadan;
Adım, adım değişerek
Gitmek gerekmiş ardından...
Değişmek gerek diyorlar;
Hergün bir başka köşede
Bıkıp usanmadan,
Günah çıkartanlar.
Yıllardır özü değişmeyen,
Sömürüyü görmeden,
Ram olmayı, Yaşam sananlar..
Değişmek gerek diyorlar, durmadan;
Hiç umursamadan
Yayılırken karanlıklar;
Bırakın yaşama isyanı,
Hayır demeyi bile unutanlar..
Ne Denizler duruldu, yıllardan beri,
Ne de söndü Gökyüzünde Güneş,
Evren hiç değişmedi...
Yıllar önce Nazım'dan
Öğrendiklerimiz;
Tek ve hür, bir ağaç gibi,
Ve bir orman gibi kardeşçesine,
Yaşamak dediğin başka nedir ki..
07-05-2006
H Hikmet Esen
Şiirler yazılırken, şair kendi ruh halini yansıtır kendine..Şiirler okunurken, okuyucu şairin ruh halinden bi haber kendince kendine pay çıkarır şiirden...Derin vede anlam bakımından zengin bir şiirin vermiş olduğu hazzı yaşamak bilgeliğine eren okuyucuya ne mutlu...Okuyupta kendince kendine pay çıkaranları kutlamak gerekir öncelikle..Ben kendi adıma muhteşem bulduğum bu şiirin için seni tebrik eder, paylaştığın içinse en derin teşekkürlerimi iletirim...Şiiri şiir olsun diye yazmayanlara selam olsun..Anlam içerik akıcılık uslup vede mana bakımından beğeniyle okumuş olduğum bu eseri kaleme aksettiren yüreği kutluyorum.İlk tam puanı vermenin vede yorum yapmanın bahtiyarlığıyla, selamlarımıda yolluyorum...Kalemin yüreğin zeval görmesin.Allaha emanet ol......yunus karaçöp
Hay yüreğinize sağlık Tülay hanım...Anlatamazssınız, anlatamıyouz...Anlamıyorlar...Çünkü beğinlerini örümcek sarmış düşünme yetisini kaybetmişler..Din uğruna onca canlara kıydılar, insanları diri diri yaktılar...Din diyerek başımıza gelmedik olay bırakmadılar...Adeta gözleri dönmüş burunlarında solur oldular...Burası Laik bir ülkedir...Asla bu yobazların sözü geçmez...Kutluyorum duygularınızı...Saygılarımla...
Orhan ÇAPAN
tebrikler...
bizler; analar, babalar, dedeler, nileler, gençler içimizde var olan güdülme hissi olmasa istismarlar olabilirmi. herkes kendine göre yontabilir mi ?
saygılarımı gönderiyorum..
evet kimse uğraşmasın bu analarla
sadece
değerleri bilinsin
cenet vaad edilen
ve şehit veren bu vatana analarla kimseler uğraşmasın
kutlar saygılar sunarım
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta