Güneş nerden doğardı, hatırlar mısın?
Unutmuşuz ömrüm…
Kaç vakittir farklı döner, kainat…
Farkında mısın?
Asumanı keşifteyiz yeniden.
Tenimizde şems sıcaklığı,
Can ölmüş dediniz ve yıkadınız,
Daracık tabuta zor tıkadınız,
Cihana bıraktım cümle gayemi,
Bende yaşamıştım unutma emi! …
Cesedimi kabre yan uzatanlar,
Bilir misin?
Asi bir fırtınanın esaretindeki haliyet-i ruhiye-mi?
Gecelerime mühürlenmiş o sabit rüyayı
Sinemdeki hazin depremlerin
Hudut cahili özlemin sebebini…
Koyabilir misin…? Sana olan bu tutkunun adını
Umudun çaresizliğe boyun büktüğü
Dar bir vakitte geldin ansızın.
Bir yaprak dökümünün ardından,
Ömrün en soğuk en karlı ve en yalnız,
Kışını yaşarken, kanadı kırık gönül
Eritirken sabır dağlarını
YOLUN SONU
Çoktan koparmışız bütün bağları
Korkarım bu yolun sonu karanlık
Maziye gömmüşüz hisli çağları
Sanırım bu yolun sonu ayrılık
YORULDUM
Vakti zamanında, henüz bebeyken,
Eteğe sarılan bezden yoruldum.
Sevdalara zaman, cebrî gebeyken
Melanetle bakan, gözden yoruldum.
Bak yine, alamadım gecemi,
Yüreğimi sıkıştıran sensizliğin, mengenesinden.
İnce ve keskin bir sızı vuruyor düşlerimi
Derin bir uyku çökse de göz kapaklarımın üzerine,
Gözlerim direnir, uyku haramdır, uyuyamam.
Gözlerim açık inadına, gitmez ağlayan hayalin.
Bir tufandı aşkın ey yar!
Vurdu geçti görmedin mi?
Hırçın, asi ruhlu rüzgar,
Kırdı geçti görmedin mi?
İki gözüm yolda kaldım,
______________________________Onlar…
__________İçimdeki yetim sübyanın katili…
Kimliğini yitirmiş, yönsüz,
Ve adressiz…
Birer serseri kurşundu…
Kırılmadılar bile düşerken tenime,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!