Çekirge Azlediliyor! ... (Hoca ile Çekir ...

Naime Erlaçin
955

ŞİİR


43

TAKİPÇİ

Çekirge Azlediliyor! ... (Hoca ile Çekirge 4 - Yamuk Yazı) *

(Hoca ile Çekirge – 4.Bölüm)

-ÇEKİRGEEEEE! ! !
-Emret hocam!
-Ne haltlar karıştırdın yine sen?
-Af buyurunuz. Anlayamadım üstad?
-Anlamayacak ne var? O şiirleri ben yazmadım herhalde. Anarşi-manarşi demişsin hani…
-Tabii ki ben yazdım ve ayrıca her dizenin altına dönüp bir daha imzamı atarım. Hem ne varmış benim şiirlerimde?
-Daha ne olsun? Baştan aşağı küfür dolu.
-Estağfurullah Hocam, olur mu öyle şey? Gerçek dışı tek satır yazmam ben.
-Senden şair filan olmaz! Yazıklar olsun verdiğim bunca emeğe! Tez azlediyorum seni çıraklıktan….
-Paşa gönlün bilir hocam. Ben “şair” olduğumu söylemedim ki hiç. Onu diyen de, demeyen de başkaları...

-AZLEDİLDİN! ! !

(Hayırdır inşallah. Durduk yerde yeni bir YÖK krizi demektir bu. Olsun varsın. Milletçe alışkınız biz kriz çıkartmaya. Kriz yoksa eğer, yaratıveririz bir tane. Tansiyonumuzu yükseltmeden yaşayamıyoruz ki! RTÜK’e çatarız; bir davetiye meselesi atarız ortaya; bağımsız kurumları lağvetmeye kalkışır ve böylece borsayı sallar; bono, mevduat faizleri ve döviz kurunu yükseltiriz. Hiç olmadı savaşa girmeye karar veririz. Sonra da gelsin işyeri kapatmaları; sanayide kapasite kaybı, işsizlik oranında rekor yükseliş, vs., vs… Daha olmazsa, birkaç banka batırır veya Anayasa’yı delmeye çalışırız. Onu da beceremiyorsak eğer, bilir bilmez şiir eleştiririz, olur biter!

Krizden bol ne var memlekette? Hem böylece yazarlara da iş çıkıyor, fena mı? Profesyoneller, aldıkları astronomik ücretleri başka türlü nasıl hak edecekler? Üstelik pek çoğu, ne kadar şanslı olduğunun farkında bile değil. Mizah ve güncel yazı üretenler için bundan daha verimli bir coğrafya bulunur mu hiç?

“GÜNCEL HAZİNEDİR”.

(Çalışma masalarının arkasına çerçeveletip asmak lazım bunu! En iyisi branş değiştirmek galiba….)

-Çekirgeeee! Sesini duymuyorum. Yine ne şeytanlık peşindesin?
-Azledildim ya hocam. Kendime yeni bir uğraş arıyorum.
-Buldun mu bari?
-Tabii ki buldum… Rusya’da son günlerde patlak veren Yukos krizine yoğunlaşacağım. Ucu, nasıl olsa bize de dokunacak. (Dokunmayanın canı acıyor zaten!)
Kısa vadede mali piyasaları olumlu yönde etkileyebilirler ancak seçim sonrasında sular durulduğunda piyasadan yabancı çıkışları başlayabilir pekâlâ. Başımıza bir dolu dert açıyor bu komşu. Ekonomileri bir sallandı; biz çöktük. Vallahi ne Arjantin, ne Uzak Doğu bu denli kuvvetli vurmamıştı. Adamların petrol ve doğalgaz geliri bol. Bellerini doğrulttular ama biz halen debeleniyoruz…

-Delirdin mi sen Çekirge? Bu gidişle Putin’den bile hesap sorarsın sen.

-Sorarım tabii. Adamın adına takmış durumdayım zaten. Rusya’nın başına ne geldiyse bu Putin’lerden geldi. Rasputin yetmemişti, bir de bu çıktı başımıza. Üstelik doğalgaz fiyatlarını da indirmiyorlar. İran’la gizli ittifak mı kurdular, nedir? Bu demek ki, gariban vatandaş yeryüzünün en pahalı enerjisini tüketmeye devam edecek. Yakıt fiyatlarının yanına yanaşılmıyor. Ya açlıktan öleceksin ya da soğuktan donarak. Üretim ise hak getire!
Neyse ben yazayım biraz….

………………..

-Okudum yazını Çekirge. Evlere şenlik! Vallahi numuneliksin. Uğraşmadığın bir şey yok mu senin? Geçen gün de boyalardaki kimyasal maddelere takmıştın.
-Neden takmayacakmışım? Belirli renklerin içine katılan kurşun oranı çok yüksek. Sonuçta metabolizmayı olumsuz yönde etkiliyor. Bu yüzden, ressamların çoğu kanserden gidiyor. Yazık değil mi adamlara? Bebek karyolalarına vurulan boyanın zehir oranıyla ilgileniyoruz da, yetişkinlere gelince boş veriyoruz. Ne yani, onca emek verip büyüteceksin; sonra da zehre teslim edeceksin insanları. Antioksidan filan da kâr etmiyor bu tip zehirlenmelerde. Özellikle kurşun zehirlenmesinde.

-Bana kalırsa, senin içindeki kurşun oranı had derecede yüksek. Sağlığımı tehdit ediyorsun artık!
-Boşversene Hoca. Oto-sansürümü bir kaldırsam var ya, “küt” diye gidersin vallahi!
-Yıkıl karşımdan. Belâ mısın nesin?
-Aynen öyleyim Hocam. Adımı boşuna “belâ okur” koymadılar. Düşler dünyasına gelmeden önce yorum yazardım, hatırlasana. Okur okur, eleştirirdim. Şimdi de “belâ yazar” olmuşum, çok mu?
-Bana diyorsun ama asıl kimlik bunalımı yaşayan sensin. Şimdi anladım işte. Çok yönlü olmaya karar vermişsin ancak yönünü kaybetmişsin bana kalırsa.
-Karanlıkta bile yolumu bulurum ben. Sen hiç merak etme Hocam. Ayrıca çok yönlü olmanın ne zararı var, anlamadım doğrusu. “Post-Modern Diletant” olmak diyorum ben buna. Beyin kapasitemizin yüzde onunu bile kullanmadığımızı biliyoruz. Beyin tembeliyiz yani. Bazıları ise ancak yüzde üçünü kullanabiliyor sanırım! Yani ben öyle anlıyorum. Kullanım alanını hiç değilse ekonomik ve ergonomik olarak değerlendirelim, değil mi?

-Haydi bas git! ...Ben de kafamı toplayayım biraz. Serseme çeviriyorsun adamı. Akıllı uslu şiir yazacak birini bulurum nasıl olsa…
-Tabii hocam, yolun açık olsun.
- Aklıma mukayyet ol Yarabbi! Ben gidiyorum. Tamam, ne halin varsa gör...

-Göreceğimden hiç kuşkun olmasın Hocam. Çekirgeler başka ne işe yarar ki? “Kuğu Gölü”nde prima dansçı olacak halim yok ya! Ulusal kanalların birinde ıtırı-vıttırı içerikli(!) bir show programına çıkıp malı götürecek de değilim. (Her ne kadar, çokbilmişler öylesini yakıştırmışlarsa da!)

İçinde, “Çekirgeler Ölmez” sahnesi olan bir eser yazarlarsa eğer, bil ki orada baş roldeyim! ! !

Sağlıcakla kal Hocam :))))

…………….

(*) DİKKAT! ...Bu bir mizahi eleştiri yazısıdır. Vatandaşın ruh sağlığı açısından, fazla ciddiye alınmaması özellikle rica olunur! ...
(02 Kasım 2003)

Naime Erlaçin
Kayıt Tarihi : 2.11.2003 13:20:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Çağıl Ener
    Çağıl Ener

    Evet, çok ustaca yazılmış bir mizahi eleştiri yazısı bu! Hani ağlanacak halimize mi güleyim, gülünecek halinize mi ağlayayım karar veremedim:-)) Ancak tek emin olduğum, ben bu çekirgeyi çok tuttum!Teşekkür ediyorum. Yüreğinize sağlık. Saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin

    Sayın “Duyguimparatoru”
    Yazılarınızın silinmesinde “manidar” olarak tanımlanabilecek hiç bir unsur olduğunu düşünmüyorum. Affınıza sığınarak sizin yazıyı yanlış değerlendirmiş olduğunuzu ifade etmek isterim. Bir yazı – hangi türde yazılmış olursa olsun – kendi içinde ve kendi tutarlılığı çerçevesinde değerlendirmelidir. Oysa siz, yazı ile yazarı birbirine karıştırmış ve yorumunuzu kişiselleştirmiştiniz. Daha da ileri giderek beni “Çekirge” olarak hayal etmiş ve bu nedenle psikolojik yardıma ihtiyacım olduğunu ima etmiştiniz. Oysa ben, yazı dizisinin başka bir bölümünde “Hoca” ve “Çekirge” tiplemeleri hakkında gerekli olan açıklamayı yaptığımı sanıyordum. Böyle bir görüşten hareket edersek eğer, hiç bir yazarın olumsuz bir tip çizmeye-yazmaya hakkı olmaması gerekir. Bu ise, başta ünlü edebiyatçılar olmak üzere, hemen bütün mizah yazarlarını önyargılarla mahkum etmek anlamına gelir. İşte tam da burada “at gözlüğü” kavramına yakından bakmak lazım!’…
    Eleştiriye gelince, bu doğal olarak okurların en tabii hakkıdır. Ancak eleştirirken, dikkatli ve yapıcı olmak da bir meziyettir diye düşünüyorum. Eleştirinin bir anlamı, amacı ve yararı olmalıdır ki, yazar da bundan böyle daha güzel ürünler verebilsin. Ayrıca artık tarihe gömülmüş birtakım kutuplaşmaları gündeme getirerek iyileşmeye yüz tutmuş yaraları kaşımanın bir faydası olduğuna inanmıyorum. Siz öyle değerlendirmiş olsanız dahi yazım temelde siyasi bir yazı değildir. Günlük gazete veya TV kanallarında izlenen sıradan haberlerin sadece mizahi bir dille ifade edilişidir. Değerli bulursanız vakit ayırır ve okur; bulmazsanız okumazsınız. Okur olmanızın, bu yazının burada olmaması gerektiğine ilişkin karar verme hakkını size tanıdığını sanmıyorum. Yazı burada çünkü ben böyle bir yazıyı sayfama eklemek istedim. Antoloji yetkililerinden, olmaması gerektiğine dair bir uyarı alırsam, ancak o zaman kalkar. Bu “format”ta, bu yazının ne işi olduğunu sorup duruyorsunuz.. Bu soruyu bana değil Antoloji yetkililerine soracaksınız. Düz yazılara özel bir sayfa hazırlanmadığı için bu tip yazıların şiir sayfalarına yüklenmesi gerektiğini söyleyen yetkililerdir, ben değilim!...Ayrıca düz yazı ekleyen tek yazar da ben değilim. Sanırım bu konuda biraz aceleci davranmışsınız.
    Sayfamda bir polemik başlatmak en son arzuladığım şey. Bu yüzden, bu açıklamayı yaparak izninizle konuyu kapatmak ve siz dahil bütün okurlarımın başımın üzerinde yerleri olduğunu belirtmek istiyorum. Hepimiz her konuda yazabilmeliyiz. Yoksa yazmanın ne anlamı kalır?....Yorum ve eleştirilerinizi bekliyorum. Ve inanın, bu konuda hiç de düşündüğünüz kadar “hazımsız” olmayıp, aksine “aykırı seslere” karşı da son derece toleranslıyım Sayın Ahmet Erdem. Hak etmiş veya etmemiş olduğum “değer” konusunda ise ne yazık ki bir şey söyleyemeyeceğim. Bu konuda karar daima okurlara aittir!...
    Saygılarımla
    Naime Erlaçin

    Cevap Yaz
  • Ecdat Armağan
    Ecdat Armağan

    Bu çekirgeyi özlemiştik,sıçramayı sürdürsün hep.Her sıçrayışında eminim ki birileri de sıçrıyor yerlerinden.Bazen şiir'in mistisizminden sıyrılmaya çok katkısı olduğunu itiraf etmeliyim:))

    Cevap Yaz
  • Muammer Çelik
    Muammer Çelik

    Cekirge inadini etmis, yine icinden gelenleri yazmis, yazdiklarini tas yapip kafasina kafasina calmis. Demistim bu cekirge dinlemez hocasini, bildigini okur diye. Yuregine saglik dost. kalemin hic durmasin

    Cevap Yaz
  • Ayşe Keskin
    Ayşe Keskin

    Bu çekirge yaman mı yaman.
    Atlaya zıplaya yazıyor.
    Güldürdünüz.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Naime Erlaçin