'"Çekim" Yazım Şiiri - Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş
829

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

'"Çekim" Yazım

Çekim

Evrensel sistemde çekim, her alanda görülüyor! Atom çekirdeklerinin etrafındaki elektronlardan tutun, güneş sistemi ve galaksilere kadar aynı kural işler!

Kütlesi büyük olan diğerlerini çekim gücü ile etrafında dolandırır! Bu zincirleme çekim (Cazibe, Gravitasyon) etkisi ile evren dengede işler!
Kütle çekimin denge halini muhafaza ettiği durumlarda, Güneş sistemi gibi düzenlilik gözlemlenir! Çekimin aşırı olduğu durumlarda, madde ve ışık yutulur ve bir kara delik oluşur! Su burgacı, girdap gibi! Kara delik tarafından yutulan madde ve ışık kritik noktaya geldiğinde kusulur, patlar ve etrafa saçılır! Bu Doyum noktasında patlama da denge içindir, kara deliğin de evreni yutmasına izin yoktur!

Bu çekim olayının sosyolojik boyutuna bakalım!

Çekim etkisi büyük olan öğretiler ve ideolojiler diğerlerini yutarak kara delik oluşturur! Kritik noktada ise tüm çektiklerini kusar, patlar ve etrafa yayılır!

Secde Adem'e yapıldığına göre her şey açık yani melekler, Adem'e secde ettiğine göre bu evrenin ademe eğilmesi gibi. Aynı kütle çekimin evreni bükmesine benziyor, insan evreni kendi çekimiyle büker!

Tarihsel süreçte gözlemlenen büyük imparatorluklar ve güçlü firavunlar da kara delik gibi tüm insanları içine çeker ve kritik noktada kusar, patlar! Roma imparatorluğu ve Osmanlı imparatorluğu da buna benzer! Çok şişince, kritik noktada dayanamaz ve patlar! Güçlü dinler de böyledir; Hıristiyanlık patladı Katolik ve Protestan olarak bölündü! Müslümanlar hem de ilk aşamalarda patladı ve mezheplere bölündü! Hala bunun yansımaları insanları “Mezhep kavgaları” şeklinde etkiliyor! Benzer şekilde ideolojiler de şişince patlıyor! Kominizim patladı sosyalizm şeklinde bir süre dayandı! Kapitalizm de son dönemde patladı ve şu an bu patlamanın yansımaları yaşanıyor! Faşizm ilk patlayanlardandı ama etkisi her dönemde kendini gösteriyor! Yani sıkışan diktatörler bir bir patladı ama yenileri “Diktatörcük” şeklinde doğmak istiyor!

Öğretiler ve ideolojiler, ilk çekim ile hızla kabul görür; zamanla şişer ve kritik doyma noktasında patlarlar! Bu evrendeki kara deliklerin seyri gibidir! Yani öğreti ve ideolojilere sınırsız ve sorgusuz kapılmak, kara deliğe kapılmak gibidir! Nasıl kara deliğin bütün evreni yutmasına izin verilmez ise bir öğreti ve ideolojinin de tüm insanlığın algısını yutmasına izin verilmez! Kara delik, yuttuğu madde ve ışığı nasıl geri kusar ise öğretiler ve ideolojiler de yuttukları insan aklını ve potansiyelini geri kusar! Kusturulur! Güneş, gezegenlerini aşırı çekip yutsaydı Dünya da olmazdı! Yani öğreti ve ideolojilere kapılan insanlık, bunlarda yok olmasın diye Allah bir denge koymuş. Buna da “Sırat” denge durumu diyebiliriz!

İnsan cazibeye kapılır bu cazibe bazı Cennet hayali de olur Dünya sevgisi de olur! Dünya sevgisine kapılan bu yolda kendini kara deliğe atmış olur! Ahrette Cennet hayaline kapılan bazıları ise Dünyayı terk edip ahreti de kaybeder! Bu nasıl olur? Dünya ahretin tarlası ise burada ekmeyen orada biçemez! Burada gereksiz yasaklar ve korkulara kapılıp doğruca yaşamayan kendini sınırlayanlar, ahrette de mahrum kalabilir! Bu da beklentinin çıkmaması durumudur ki Cehennem, aslen odur! Yani Dünya da güzel yaşayarak, Cennet ekilecek yoksa Dünya‘da yaşamı gereksiz sınırlayıp, ekmekten vaz geçip Ahrette hayal kırıklığına düşmek kaçınılmaz olur! Dünya da insanı iki uç çeker; birisi Dünyanın çekimi, bu insanın gaflet içinde sadece mal toplamak, hırsla kazanmak ya da zevklere düşüp kendini mahvetmesi şeklinde olur! Diğeri de Ahret kazanmak uğruna Dünya’da gereksiz yere kendini sınırlaması ya da toplumsal kabul ile toplumun bireyi sınırlaması şeklinde olur! Her ikisinde de insan ziyandadır! Din savaşlarını anlatmaya gerek yok, Orta Çağ’da derinlemesine yaşandı ve hala sürüyor Orta Doğu’da!

Son tahlilde; madem dengesiz olan her çekim, kara deliği doğuruyor ve sonrası çekilenlerin kusulması ve patlama oluyor! O halde kara deliğe kapılır gibi bir görüşe, öğretiye ya da ideoloji veya dinsel bir inanca kapılmamak gerek! İnsan her durumda “Sırat” dengede olmak durumundadır! Dengesizlerin çekim gücüyle kara deliğe döndüğü de gözlemleniyor zaten. Aklını kullananlar için sorun olmaz bu denge kurmak işi. Yeter ki kişi kendi algısına güvensin, kendi aklını kullansın; başkalarının aklıyla hareket edip kendini kara deliğin kucağına atmasın!

Hani bir "Azrail fıkrası" vardır; bir uçak düşer uçaktaki değişik toplumlardan ve ırklardan pek çok insan ölür! Azrail şöyle söylenir; "Her biri, ayrı ayrı yerde iken işim daha zordu! İyi oldu bu uçağa doluşmaları! " Toplumlarda da bu durum böyledir, hatta çağlarda, dönem ve devran da böyle işler! Topluca aynı eğilimde ya da yanlışta veya doğruda olan insanlar bir döneme toplanmıştır o dönemin güzellikleri ya da rezilliklerini yaşarlar! Bu nedenle kalabalıkların eğimine doğru bir seyir vardır! Bu bilinir ise bazı toplumların neden refah içinde yaşadığı, bazılarının da rezalet içinde süründükleri daha iyi anlaşılır! İçlerinden çıkan arifler veya zalimler ise o dönem ve o devranda çoğu zaman etkisiz kalır! Yani insanlar refah içinde aklını kullanarak yaşıyor ise o devranda zalimler etkisiz kalır, insanlar pislik içinde yaşamayı seçtiğinde ise arifler etkisiz kalır! Büyük resimde kusur yok.

Selametle,

Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş
Kayıt Tarihi : 14.6.2014 17:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Evrensel sistemde çekim, her alanda görülüyor! Atom çekirdeklerinin etrafındaki elektronlardan tutun, güneş sistemi ve galaksilere kadar aynı kural işler! Kütlesi büyük olan diğerlerini çekim gücü ile etrafında dolandırır! Bu zincirleme çekim (Cazibe, Gravitasyon) etkisi ile evren dengede işler! Kütle çekimin denge halini muhafaza ettiği durumlarda, Güneş sistemi gibi düzenlilik gözlemlenir! Çekimin aşırı olduğu durumlarda, madde ve ışık yutulur ve bir kara delik oluşur! Su burgacı, girdap gibi! Kara delik tarafından yutulan madde ve ışık kritik noktaya geldiğinde kusulur, patlar ve etrafa saçılır! Bu Doyum noktasında patlama da denge içindir, kara deliğin de evreni yutmasına izin yoktur! Secde Adem'e yapıldığına göre her şey açık yani melekler, Adem'e secde ettiğine göre bu evrenin ademe eğilmesi gibi. Aynı kütle çekimin evreni bükmesine benziyor insan evreni kendi çekimiyle büker!

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ahmet Bektaş
    Ahmet Bektaş

    Cevap Yaz
  • Ahmet Bektaş
    Ahmet Bektaş

    Cevap Yaz
  • Ahmet Bektaş
    Ahmet Bektaş

    http://vimeo.com/97924794

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Ahmet Bektaş