Cebimde Elbetlerim Şiiri - Çizgili Mavi

Çizgili Mavi
217

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Cebimde Elbetlerim

Birazdan kalkıp, yola düşüp, “gelme” dediğin yere, oraya, öylece seni bekleyeceğim yere gidip orada, öylece, seni bekleyeceğim. Seninle bir sigara içebilelim diye değil, seninle bir sigara içebiliriz diye. İhtimaller, olasılıklar, mümkünler, mümkün olmayanlar, olanlar, olmayanlar, olamayanlar arasında mekik dokuyorum. “Git ve gel yüz adım, bin yıllık konak” demiş ya NFK, o kadar haklı ki; ne ayak dayanır buna ne tırnak!

Benden ne istiyorsun diye sorma bana, zira senden istediğim şeyi bana vermene imkan yok. Senden; ömrümü ömrüne katmanı istiyorum verebilir misin? Senden kavuşmalar istiyorum böyle en şenşakrağından, verebilir misin? Ömrüm dizlerinde son bulsun istiyorum, yanında-yanıbaşında vereyim son nefesimi, verebilir misin? Senden bir bakış istiyorum o cennet gözlerinle ve bir ömürlük, verebilir misin? Veremezsin. İstemiyorum senden hiçbir şey, Ne sen bana yetebilirsin ne ben seninle yetinebilirim. İçimde binlerce senle yetinemiyorken, seni yanındayken bile özlüyorken, yanından ayrılmak istemiyorken, gözlerine bakayım ve orada öyle can vereyim istiyorken ne ben senden bir şey isteyebilirim ne de sen bana bir şey verebilirsin.

Sen benim “Yetmeyeceksin ulan yetmeyeceksin. O gün gelip karşılaştığımda bile yetmeyecek olanımsın. Gün gelip kavuştuğumuzda bile yetmeyeceksin” demişliğimsin Zeynep. Senden hiçbir şey istemiyorum, kalkıp birazdan yine sana geleceğim. Seni görebileyim diye değil haşa; Seni görebilirim diye! Bir sokak lambasının altında tüm Bilecik’e karşı, üstelik bunun bir delilik olduğunu bile bile seninle bir sigara içebilelim diye değil haşa, belki seni görebilirim diye… Belki seni görebilirken bir sigara içebilirim diye!

Sen şimdi buna da “ama bu haksızlık, ama bu bana saygısızlık” türünden öfkeleneceksin bana ama öyle değil. Öyle böyle değil. Sen benim sana, seni sevmeyi senden çok sevdiğini söylemişliğimsin. Seni seviyorum ve sen benim “Nârın da hoş” diye figân ettiğim şiirimsin.
Sen benim “Gözlerine bakmak; Oturup Nemrut’ta bir gün doğumunu seyretmektir…” diye tasvir ettiğim şiirimin kafiyesisin. Sen benim kafiyesiz şiirlerimsin. Sen benim zıddıyla kaim olan sevdamsın. Varlığında yokluğunu yaşadığım, yokluğunda varlığıyla öldüğüm tezatımsın. Sen benim nasip olan, beterin de beterimsin.

Sana “Her şey zıddıyla kaim,
Geceler mesela; kapkaranlık, zifiri, ayaz geceler…
Şafakla ağaran tan vaktine, kavuşmak için değil mi?
Zemheri yaza hasret, ilk bahar güze vurgun değil mi?
Her gün bir neşeyle doğan güneş,
Her akşam batmıyor mu tepelerin ardından nazlı nazlı?
Uyumak için uyanmıyor mu o mahur gözler?
Rüyalarda kurulan hayaller, görülen düşler…
Uyanınca, yıkılmak için değil mi?
Keder değil mi her neşenin sonu,
Yahut sevince giden her yol, ızdıraptan geçmiyor mu?
“Yol bir yere gitmez, o bir durma biçimidir!” diyor ya şair,
Yol bir yere gitmese de yolculuklar hep bilinmeze değil mi?
Mahpuslar, zindanlar… Beraat için yok mu?
Varlık, anlam bulmuyor mu yokluğun varlığında,
Hep olmak, hiç olmaya gebe değil mi?
Şifa bulmak için düşülmüyor mu her derde?
Her doğum habercisi değil mi yeni bir ölümün?
Ölümün ilk şartı, yaşamak değil mi?
Her şey…
Zıddıyla kaim vesselam.
Sevda ne kadar büyükse o kadar acı değil mi yalnızlık?
Hasretler; çekilmiyor mu vuslata ermek için?
Vuslat, hasreti çekenin hakkı değil mi?
Cennet olmasa, ne anlamı kalır cehennemin?
Ağlamak olmasa mesela, kim gülmek ister?
Ateşler, sönmek için değil mi?
Göğün masmavi özgürlüğü olmasa,
Yerin esareti çekilir mi?
Herkesin yok mu bir sırrı, bir acısı en kuytusunda?
Kahkaha atanlar değil mi en fazla içi yananlar?

Doğdum.
Ölmek için yaşarken,
Seni buldum…
Vuslatına ermek için,
Hasretine boğuldum.
Ben, kendimi ararken kendimde…
Sende kayboldum!” dediğim şiirin sende kayboldum mısrasındayım ben. Seni bulabileyim diye haşa, seni bulabilirim diye!

Birazdan kalkıp orada, öylece, seni beklemek için yola düşeceğim. Sen bir anlam veremeyeceksin “gelme” demiş olmana rağmen gelmiş olmama. Belki kızacaksın, yüzün düşecek belki de. Belki yanımdan geçerken bir an tereddüt edeceksin durmakla durmamak arasında, belki bir an bile durup düşünmeden geçip gideceksin yanımdan, belki de duracaksın. Durursun diye değil haşa, durursan diye! Bi sigara içebilelim diye değil, bi sigara içebiliriz diye de değil; Ulan bi sigara içimlik de olsa görürsem diye! Seni görebileyim diye değil haşa, seni görebilirim diye! İhtimaller, olasılıklar, olsunlar, olmasınlar, olurlar, olmazlar, olanlar, olmayanlar, olması gerekenler ve asla olamayacaklar olanlar arasında mekik dokuyorum. Bu sokaklar çok dar, izbe, karanlık ve tekinsiz. Yüz adım bin yıllık konak. Seni arıyorum her köşe başında, her sokağın çıkmazında, her sokak lambasının altında, her çiçekte, her böcekte, her vakitte, hep vakitte, hiç vakitte, her saatte, herkeste ve her şeyde seni arıyorum. Bulayım diye değil haşa, buldum diye! Benim hayatta, manada, kelimelerde, içtiğim sigarada, aldığım nefeste aradığım ne varsa tekmili birden hepsini, her şeyi sende buldum diye!

Bana kızgın bile değilsin biliyorum, benden nefret bile etmiyorsun biliyorum, düşmanın bile değilim senin biliyorum… Sendeki yerimi de biliyorum, senin de beni gerçekten sevdiğini “verdim cevabını” diyerek kaçırdığın gözlerinden biliyorum. Hiç böyle sevilmediğine şahidim, hiç böyle sevmediğini de biliyorum. Birazdan kalkıp yine orada, öyle seni beklemek için düşeceğim yola. Seni görebileyim diye değil, bi sigara içebilelim diye değil, beni affedersin diye değil haşa, beni affedersen diye. Özürler, kabahatlar, kötülükler, iyilikler, iyi kiler, keşkeler, belkiler, elbetler arasında mekik dokuyorum. Benim sevdaam senden de büyük be Zeynep, benim sevdaam benden de büyük.

Kasım’ın 29’unda yazmışım, Okunmayan Şiir’i.
“Düşünüyorum…
Seni düşünüyorum!
Seni delirircesine,
Düşünmeyen bir akıllı olmaktansa;
Düşünen bir deli olmayı yeğlercesine…
Düşünüyorum!
Aklı başında değil, kurduğum hayallerin.
Ayaklarım yerden kesiliyor,
Aklıma düşünce gözlerin!
Gözlerim doluyor, kanarcasına…
Elim, ellerini arıyor;
Kulağım, sesini…
Düşüncem nefesini, seni.
Düşünüyorum; Aklımı yitirircesine! …
Düşlerim, düşmüyor yakamdan.
Hayalin peşimi bırakmıyor, Ne vakit uyansam!
Göremediğim rüyaların inadına,
Gülüşün geliyor aklıma, sonra
Ellerin terlerken avuçlarımda,
Ellerim titriyor, Seni düşünüyorum!
Aldığım nefesi; Son nefes gibi verircesine! …
Yokluğun düşüyor aklıma, yokluğunda…
Özlüyorum. Bir sigara yakıp, uluorta…
Düşünüyorum. “Sur üflense de ölsem!” diyerek,
Kıyameti beklercesine!
Cesedimden; bir ben yaratmak istercesine.
Seni…
Düşünüyorum!” demişim sana… Seni… Seni sana anlattığım bir akşam vakti. Yine bir akşam vakti, yine sen yoksun ve ben yine her zamanki gibi. Sana, seni ama bu defa senin yokluğunu anlatıyorum. Senden hiçbir şey istemiyorum. Sadece bil, seni çok sevdiğimi. Duyarsın sesimi demiştim, duyarsın. Göğe bak duyarsın sesimi bir yıldızda, bi sigara yak duyarsın beni en efkarlı nefesinde, pencerenden bak yağan bir yağmur damlasında, pencerene vuran sabahın ilk ışığında, aynalarda duyarsın beni kapı kollarında, avizelerde duyarsın beni. Ben seni sevdim Zeynep, ben seni büyük sevdim. Sen de seversin diye değil, sen de seversen diye. Sevdin. Gözlerin benim Cennetim Zeynep, bana bakarken iki kere üç kere güzel olan yüzün benim cennetim. Gözlerini, o cennet gözlerini görebileyim diye değil haşa, görebilirim diye geleceğim. Gelme dediğin halde, ben senden gidemediğim için geleceğim. Affedersin diye değil, affedersen diye. Nârın da hoş, azabın da, sevdan da, hasretin de, elemin de, kederin de… Bana gelme diyen sesin de hoş, Bana tokat attığın sağ elinde yok sevda çukuru, yamuk parmakların da hoş, boynundaki ben de. Tuhaf. Garip. Tezat. Ateş. Su. Bahar. Zemheri. Ayaz. Yağmur. Çamur. Ömür sevdan bana, ölüm! Ben seni arıyorum, kendimi kaybettikçe. Ben kendimi buluyorum seni aradıkça. Bulabileyim diye değil haşa, bulabilirim diye. Maksadım hâsıl, ruhum müsterih, sevdaam kâim ve cebimde elbetlerim.

29 Mart '24
19:29

Mart da bitti. Zaten bitecekti, bitti.

Çizgili Mavi
Kayıt Tarihi : 29.3.2024 19:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Çizgili Mavi