Sen tutmayınca
nasır tutmuş ellerimi,
gözlerimi sis kaplamış.
Senden arta kalan yanımla
boynumda rezil bir yafta.
Adım müptezele çıkmış,
adım dillerde belalı imera.
Bu sokaklar bana gurbet.
Burası senden uzak bir kent.
Bir soluk gerek bana.
Sensizliği terk edecek,
bir sebep gerek bana.
Gözlerin karşısında
bir bardak çay gerek.
Fani ömrüm sona ermeden,
bana gök kuşağı gözlerin gerek.
Seni tanıdıktan sonra öyle alelade bir hayat yaşamayı düşünmek mümkün olamazdı. Ya seni, sensiz yaşayıp bir hiç gibi ölecektim -ki ömrüm boyunca kendimde buna mukabil bir kuvvet bulamadım- ya da kaleme yön verip seni seninle ebediyete taşıyacaktım. İkinci düşünce, bana katlanabilecek bir güç verdi. Gökten düşen yağmur taneleri sayısınca kelimeyi bir araya getirip seni anlatmak hülyasını benliğimde hep canlı tuttum. Maziyi hatırlayıp ‘keşke’lerle yarınlara umut aşılamak, bana dayanılmaz acılar yaşattı.
Acılardan uzak,
bir gök kurdum senin adına.
İçinde umut var,
içinde çiçekler var.
Beyaz bulutlar, sarı bulutlar,
yeşil bulutlar, kırmızı bulutlar var.
Yalnız yaşamaktan sıkılmış
saklambaç oynayan kuşlar var.
Bir gök kurdum senin adına;
içinde umutlu insanlar var,
içinde mutlu çocuklar var,
içinde kelebekler var.
Bir gök kurdum senin adına;
içinde sen varsın,
içinde ben varım,
içinde biz varız.
Biz hep var olmalıyız.
Biz, bugünleri değil,
yarını kurtarmalıyız.
Ellerimi tutmalısın.
Heyecanıma şahit olan
yıldızların titreyişini görmelisin.
Bahtım gibi kararmış şu gök kubbede
bir kuş tutuşmuş sevdaya,
başucumda cıvıl cıvıl.
Ben kuşa hayran,
sen bana canan,
sen bana cansın.
Kuşlar gibi
bir çift kanat ver bana,
uçsuz bucaksız bir gök,
bitip tükenmeyen bir umut
ve sonsuz ömür
ve sonsuz gözyaşı
ve sonsuz gündoğumu
ve sonsuz vişne renkli akşamüstü.
Ben, akşamüstlerinin esiriyim;
akşamüstleri hüznün esiri.
Akşamüstlerinin ardı gecedir,
gecenin ardı hep kederdir.
Kederli gecelerde
derin düşünceler cereyan etmesine
sebep olan ne varsa yokluktandır.
Yokluktan ya gece kemale ermiştir
ya da gece bizi kemale erdirmiştir.
Sevgiliye duyulan aşk,
uykusuz gecelerin müsebbibidir.
Aşktır, bizi mecnun eden.
Aşktır, bizi biz eden.
Aşkla sür elini, makus talihi keder olan
içmeden sarhoş olup naralar attığım sokaklara.
Bunca nara getirmiyorsa seni bana,
gök yarılsa da girsem onun koynuna.
Yeryüzünde hasretlik çekilmiyor.
Savaş BarhaKayıt Tarihi : 3.9.2019 22:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!