Bir kehanet kuyusuyum, içimde solmuş yapraklar
Her sarsılışımda, dünler dökülüyor avuçlarına.
Sen, güneş saatinin gölgesi gibisin:
Uzayıp kısalır, ama daima beni vurur.
Yalnızlık, rıhtımda unutulmuş bir martı çığlığı
"Son gemi kalkalı çok oldu," diye inler dalgalar.
Ayak izlerim, kumla örtülü bir patikada sıkışmış,
Yolculuğumsa, parşömene çizilmiş kayıp bir harita...
Aşk, çatlaktan sızan bir pınar mıdır?
Dokunduğun her damla, kök salan sarmaşık gibi
Sarar benliğini
Yapraklarım solmuş, dallarım kırılmış,
Ama suyun hâlâ toprağımı besler...
Umut, bir serapdır belki de:
Uzanınca elin boşluğa dalar.
Ama ben, filizlenmeyi bekleyen bir tohum gibiyim:
Toprağın altında sessiz,
Ama hâlâ yeşerecek...
Ve işte,
Rüzgârın perdesini yırttım
Ormanın kalbine sızdım.
Gizli kelime bir fısıltı,
Bekçi benim:
Kurumuş ağaçları
Yeniden çiçeklendirdim...
Kayıt Tarihi : 24.4.2025 21:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!