aklım
saydam bir ağaç yaprağından
toprağa dikilen
köksüz bir limanken
içinde plastik sandallar vardı
plastik sandallarda
kangurular
ve yavrular
yalnızlıktan
yalnızlar doğurmuş kadar rüküş
ve dalına bir tırtıl konamayacak
kadar dardı
mozaik bir çeşmeden
akan son iklimdi
kesildikçe
mükemmel bir şıklıkla
taşıyordu aklımın tabaklarından
sızı
hep dik durmaktan
uzamıştı saçlarına kadar
çelikten omurgası
ve artık
assolistiyim ben susmaların
bu benim
mecburiyetten ezberlediğim
en uzun şarkıdır
—çocukluğumdan
bugünüme uzanacak olan
en uzun
şarkı
başlangıç sıfır
bitiş yüz değil miydi
tüm bildiklerimi tekrar sorguladım
hayatımın tam ortalarında
ve başında
ve sonunda
neden hep üçü öğrendiğimi
üçü yeniden ve ağlayarak
öğrendiğimi
benim düşlerim
hep yumuşak g’lerden oluşuyor
görüyorum ama
çıkaramıyorum düşlerimin sesini
acıyla barışmış olsa da
ağrıdan uyuyamayan sol yanımı
bir savaştan
sürüyerek çıkardım
sonra oturdum
bir savaştan daha beter şiirler yazdım
öyle yorulmuştum ki
aldım metalden kaşığı
tavaların diplerini
bir bir kazıdım
herkesin birbirine
fırlattığı bir şey gibiydi
oldu bittiydi
ama olup bitmiyordu
gözlerinden sarkan telaş
neden hep
ıslak ve yaşlı bir denizden daha ağırdır
dibindeki acı taş
Kayıt Tarihi : 31.1.2025 00:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!