yakışıklı bir beyefendi girdi içeri
yer gösterdi garsonlardan biri
oturdu, listeyi istedi
garson uzatı verdi
O, yöresel yemeği
Cartlak kebabını istedi
az ilerde bir babo
omzunda siyah bir palto
bıyıklar pala, oturdu çatık kaşla
uzun,uzun yabancıyı süzdü
dudağını şöyle bir büzdü
işaret etti başla
garson geldi yanına
'buyur ağam' diye ona
o da istedi aynı yemeği
gözünü aça aça
nazik beye laf saça saça
pideyi şöyle bi kapadı
kocaman bir lokma aldı
ağzı iyice bir yandı
keyfini bozmadı
'bunu bilen de yiyo
bilmiyen de yiyo gardaşım'
diye okkalı bir laf fırlattı
bir paça daha ağzına attı
gözelerinde şimşekler çaktı
etti bir şişe suyu boca
havası pahalı oldu hoca
beyefendi sessizce çıkıp gitti
babonun mide acıdan öldü bitti
24.1.2011 İST
Perihan PehlivanKayıt Tarihi : 25.1.2011 16:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu 1980 li yıllarda İslahiye'ye gelen memurun başından geçen bir olaydır.

Birol Hepgüler.
TÜM YORUMLAR (9)