Duygularım Çarşamba pazarı gibi,
Her köşede başka bir sızı, başka bir yara.
Ruhumu sorma… Kaybolmuşum,
Kimsesiz miyim ben bu hayatta?
Kendime sorar, dururum.
Acılarım var çarşaf çarşaf,
Bir rüzgâr gibi savurmak isterim,
Ama her satırda yeniden doğar,
Her kelime bir bıçak, her hece bir yara.
Kadermiydi acaba bana tuzak kuran,
Yoksa yoluma taş koyan yine kendim mi?
Kilidi ben vururum yüreğime
Taş kalpli olanların bıraktığı izlerle.
Dinlemiyor hiç kimse…
İçimdeki küçük kız çocuğu,
Her sevgisizlikte sessizce ağlıyor.
Belki de sadece sıcak bir omuz arıyor.
Kalbimin odalarında yankılar var,
Her kapı kilitli; anahtarları kendi ceplerimde.
Kırgınlıklarla örülmüş tuğlaların ardına hapsederim kendimi.
Yalnızlık sessiz bir şarkı gibi düşer gecelerime,
Rüzgârın taşıdığı her yaprak, her gölge bir hatırlatma.
Kimi zaman geçmişin yankısı olur,
Bir tebessüm düşer uzak bir anının tozlu raflarından.
Beklemek mi, direnmek mi, yoksa vazgeçmek mi,
Bilmiyorum… Her biri bir adım, bir taş.
Yine de umut var yüreğimin bir köşesinde,
Küçük bir ışık gibi, sabaha dokunan ince bir çizgi.
Bir gülüş, bir kahkaha arıyorum,
Karanlığı delip geçer mi diye.
Ve ben yine kendime dönüyorum,
Kimsesizliğin ortasında,
Unutulmuş bir şarkı gibi, kaybolmuş bir ses…
Ve anlıyorum ki
Bazen en derin yalnızlık,
En gerçek güç demektir,
Ve bazen yalnız kalmak,
Kendini bulmak demektir.
Kayıt Tarihi : 19.9.2025 18:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!