Carkifelekciliginde Bop Garsonculugunun

Seyfi Karaca
5092

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Carkifelekciliginde Bop Garsonculugunun

Birbirinden ortak bağını ve aidiyetliliğini kopararak ayrışmış gruplaşmış ve adanmış köklü Kutuplaşmalar, hiç bir zaman ve hiç bir şartta uzlaşmamak üzere kendi tarafının ayrıcalıklı üstün haklı baskın güç kudret sahibi olduğu ve olması gerektiği yönünde çatışmacı zorbalığın kin bağlamlı tarafgillik güdümlüsü olarak, toplumsuzluğu gevşekliği korkuyu laçkalaşmayı otoritersizliği hukuksuzluğu tepkisizliği zorbalığı istikrarsızlığı ilkesizliği tutarsızlığı eşitsizliği liyakatsizliği çürümeyi yozlaşmayı hurafeyi şiddeti illeti salgını vahşeti acımasızlığı dehşeti keyfiyeti istismarı bozgunu mafyalaşmayı vurgunu soygunu sorumsuzluğu eğitimsizliği gericiliği sınırsız sömrürüyü ve topyekün devletsizliği kutumsallaştırırlar.

Toplumun dert şikayet tepki itiraz ve sorunlarını tüketim müşterisi bağımlılığıyla daha da ve hiç çözümsüzlüğe çoğaltıp, ülkeyi hiç bşr ud ihtiyat kanın ve yaptırıp tanımaksızın yağma yıkım arazisi; bağımlılıklarıyla kul köleleşmiş insanları korkunun acziyesin baskının dindirilmişliğin hastalığın mutsuzluğun gösterişin mecbur tüketim müşterisi; ve devleti kendine mahsus ve müstakil her hükme sınırsız sorgusuz yetkiyle muktedirlğkle yöneten BOP şirketi olarak gören özelleşmenin yağma yıkım sömürü çıkar ve ganimet sermayesi yaparak; ve işlenen tüm suç ve sabıkalığa hiç bir yüzleşebilen sorumluluğu üstlenmeyen ; her yapanın yanına kaldığını keyfi hükğmlerle ödüllendirip cesaretlendirerek teşvik eden ve cezasızlıkla özendiren ; ve işlediği suçu elde ettiği soygun vurgun yağma sultası ganimetiyle satınalabilmeyi doğal sıradan ve meşru kılan..
İş sanat dil kültür dönüm dolaşım trafik. Temel yasısını ve işlerliğini kuran güvenceye alan ve çalıştıran temel disiplinini kaybedince gevşeklik gösterdiği boşluklarla hantallaşır tıkanır durur ve laçkalaşır her bir şey .

Bir zamanlar işim aşım durumum daha denim oldun diye her türlü gayreti kaygıyı azmi emeği çırpınıp yorulan yerden yukardaki seçkinler zümresi aşağıdakilerin iniltilerini ve şikayetlerini duymaz dinlemezse düzenli donanımlı ve disiplinli çabalarla oluşan her saygın değer, rehin alan kokuşmuş çürümüşlüğün haraç mezatına düşerek karakterini niyetini aklını ve sicilini öncelediği çıkarı uğruna bozmuş yitirmiş devlet aile birey ve sırası gelen her şey. Kurumsallaştığı yerden bozulmalatın devamındaysa sonsuz kopuş ve yıkılışın sdresinde bulur kendini hayatı ve kişiliği örenleşmiş insan…

Doymak ve yetinmek bilmeyen açgözlülüğün fiyatlandırdığı yaşanılması ve katlanılması mümkün olmayan zorluk- darlıklarda harami hükmünün buyruğu olan alışmış kanıksanmış çaresizliğe yüklenilen korkuyu ve kabusu içine çekip sindirerek, herkes birbirinin kuyusunu kazma kördüğümünde yığın olduğu yerde tıkanır ve herkes ite kaka birbirinden sefalet kapışmaya sıkışmışlığın devletsiz toplumsuz yurtsuz ve dünyasız mekansızlığının her eziyeti çekilmeziyle fiyatlandırırılır.

Hayata katkısı ve katılımcılığı olmayanın özgün hikayesi ve özgür kişiliği de olmaz, oturduğu nefret duygusunun boğduğu karanlık kayıp yyıkık ve yitik çöküntüdeki kendinden haber slınamayan barla yok; ölüyle diri; mezarla tabıt arasonda mekik dokuduğu yetden hasetle fasatla garezle hunamlıkla gün bitirip öldüren ahkam kesiciliği yapar.

İyiye güzele dair kişiliği karakteri algısı belleği bilinci idrakı liyakati niyeti ilgisi eğilimi birikimi ve yaşama alışkanlığı gelişip yetişmediği sebebiyle, bütün eksiklerle donanmış güdümlü noksanlı hatalar defolar kilidi altındaki kirlenmişlikler ve kodlanmışlıklar dürtüsüne hacizli olarak ebedi bağımlılıkların şartlı tahliyelerini , saplantılı köktenciliklerini, sürekli kötülüğü üretip daimi tüketim dolaşımına sunan geri kalmışlıklarlarını en saplantılı BOP kodlamalarla işleyip yoran ve başkalarının kul kurbanlığına hiç gocunmadan kuklacılık etmeyi onurdan kifayetten sayan fitnecilik çarkıdır bunun böylesi.

Akıldan sanattan ilimden liyakatten hukuktan vicdandan ahlaktan güvenden bilgiden ilimden dilden yordamdan dengeden ilgiden huzurdan dayanışmadan saygıdan onurdan üretimden paylaşmadan ülkeden toplumdan eğitimden sorgulamadan özgürlükten devletten kopup yozlaşarak, sosyal siyasal ekonomik ve kültürel çürümelerle Bop güncesiyle Günün devranın Sonunda varılan yerdir, hiç durmaksızın her saniye her saat her gün takım ve ekip halinde işe gider gibi kendi menfaat çıkarından düşkün ve başka hiç bir umuru alakası ilgisi ve önceliği olmayan BOP işbirlikçisi gerek sivil gerek resmi her şekil seri katiller, mafyalar, reklamcılar, sinemacılar,magazinciler, diziciler, çeteler, tüccarlar, tacirler, tarikatlar, holdingler, noterler, bankalar, şirketler, ofisler, borsacılar, gammazlar, akademisyenler, üniversiteler, sağlıkçılar, mütahitler, mimarlar, mühendisler, depremciler, hukukçularıyla; kan dondurup tüyler ürpertici BEBEK CELLATLIĞINI güne ve gündeme kanatıp düşürürlerken öte yanda Milliyetçilik sultasına çökmüş MEHEPE ve Din İSTİSMRCILINA çökmüş çörekkenmiş AKEPE bayraktarlığında garantisi noterinden kesin bölünüp patçalanmanın YENİ AÇILIMLARINA Pekaka ortaklığıyla - topluma karşı , toplumunu dışlayarak ve ve toplumun bütün dert bela şikayet itiraz tepki ve sorunlarını baskılayıcı - yol ve meydan verildi.

Sosyal karakteri, özel seçilmiş kişiliği ve projeli planlı görevlendirilmişliğin gereğincesini en sağlam güvencesi ve teminatıyla elden vermeyi de, karşılıklı ziyaret sırasında Alman Scholz ‘ a ardı arkası bitmeyecek olan; ve İsrail silme süpürme işini kolaylaştıran sıradaki YENİ Mülteci Alımlarına kan dondurucu ve tüyler ürpertirici nitelikteki ülkeyi teslim edeceklerinin garantisi verildi. Muhalefetsizliğin Bop yedekli koalisyoncu bayraktarlığını yapan toplu ittifakın YENİ CEHEPE’ si ise Özgür Özel denetim ve yönetimiyle ‘ bütün bu işleri biz sizden daha iyi bilir beceririz sevindiriğine gizlisiz saklısız kaçaktan Serok Selo’ da mola vererek ülkeyi devleti milleti bütün dert ve sorunlarıyla kendi çaresizliğine bırakmanın istismarcılığında doğu vilayetlerini tezdirip tozutmaya pırtmış ciritlemiş.

… lafın daha ötesi şiirin hakkıydı herdaim…

TOPTANCIDAN HEPBiRDEN

Oralardan kaynaklanmıyor bu billur berrak su
Hayatın rengini
Mutluluğun neşesini
Sevginin kütüğünü kökenini ve sevgilisini aşkın ordan tanıyıp buluşmuyor ne toprak
Ne bulut
Ne deniz
Ne insan ahalisi, çünkü mide bulandırıcı çirkeflik ve kendini güzel bulmayan çirkinlik zorun belanın harcıdır
Hesabın yekünu ağızda ahkam kesip de hani bir öyle bir böyle
Hayatın kilidini kapısını dükkancıya bırakıp
aşk yaşına bastığı sırada hep adımları geriden gelen
Esrardan ısrara bir fiil yolcusuyla yoldan yol alarak
Oldum olası
Bildim bileli…
Sessizliğin içe kapandığı kapıları zorlayarak soluk benizli gürültüler ve çınlayışlar çıkarmaya çalışan
Ve inim inim kısır döngü çekişmeli hesaplaşma iddalaşmalarına yırtınarak
Ordan doğup büyümüyor akla fikre sahip hak hukuk onur saygı sevgi aşk ve insan
Muhabbetimize emsal teşkil eder, tanık olur sevabıyla günahlıyla ikimiz olur,
Bakıver bir ara çay kaynamış mıdır lütfen
Sanki dünya çarşısının yüzeyinde buzlu bir cam gibi sessizlikten gürültü koparan çıkış yeridir
Görüyor musun çakıl taşlar topluyor tek başına kumsalda sahilde sürüklenen hayat
Yere düşen emziğini kumla silip yıkıyor annesi çocuğun
Görmüyor musun ferahnaz ablanla konuşuyorum, kaybol…
Yürü git babana söyle o çişini yaptırsın azarını basıyor öteki çocuğa öteki kadın
Sanki..
Çarşının çıkış yeridir
Evden dünyadan uzaklaştırılma kararını bile bile ve zırla çıkartılmış hey gidi, vay gidinin gidisi
Yol da
Yolculuk da
Yolcuydu zaten en baştan
İyi köyü her şey , çoban ateşi, eylül,
Değirmen de çark da su da çarşı da insan da…
Güle ağlaya uğurluyoruz işte birbirimizi burdan böylecelerden
Sancısıyla ve kederli sevinciyle güle ağlaya
Toptancıdan
Herbirden

Ekim /24

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 20.10.2024 17:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Seyfi Karaca