Çaresiz
Esiyordu rüzgar
Dağıtıyordu sarı saçlarını
Düşüyordu alnına
Parıldayan saçları
Esen rüzgarla sanki
Birlikte koşuyordu
Yitirmişti yolunu
Artık o ağır ağır
Uçuşan sarı saçlar
Şimdi Parlamıyordu
Sadece yeşil gözler
Dolup boşalıyordu
Çömelmişti çınarın
Altına yavaş yavaş
Ellerini koymuştu
Çimlerin üzerine
Birdenbire irkildi
Duyup çimleden sesi
Muradına errmişti
Kesilmişti nefesi
Dedi seni yaşamış
Burda seni sevmiştim
Benim için yaşamak
Seni sevmek demekti
Sen olmayınca yazık
Hayatım sona erdi
Sonra bir an titredi
Kapadı gözlerini
Artık o duymuyordu
Akan suyun sesini
Tabiatın koynunda
ÇARESİZ kalan bir naaş
Ve son hatırası
Kapanan gözlerinden
Akan bir damla yaş.
Kayıt Tarihi : 3.12.2005 14:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli şiir dostları, her şiirin bir hikayesi olsa gerektir. Bu şiirimi hangi haletiruhiye içersinde yazdığımı anlatayım. Şair Nedim Caddesinde bir çatı katınada oturuyordum, odamın bir köşesine ozmanlar hepimizin hayranı olduğu François Hardy nin yağlıboya resmini yapmıştım. Bir akşam o resimden ilham almış ve Nazımın Salkımsöğüt adlı şiirine benzetme yaparak bir şiir yazmak istemiştim. ÇARESİZ'in ilk dörtlüğünü bu şekilde yazdım ancak bir türlü arkasını getiremeyince yattım. Gecenin bir saatinde kalktım, mehtap vardı ve ben birşeyler yazmak istiyordum. Işığı yaktım ve masama oturdum, başladığım şiire devam ettim. Ümit Yaşarın dediği gibi şiiri artık ben yazmıyordum, kalemim yazıyordu ve bir hamlede bu kalem şiirimi tamamladı.

Artık o ağır ağır
Uçuşan sarı saçlar
Şimdi Parlamıyordu
Sadece yeşil gözler
Dolup boşalıyordu
tebrik ederim bu guzel siiriniz harika selamlar...
TÜM YORUMLAR (1)