Hayatında ki dönüm noktalarında ona tutunmak
Nefes alman yavaşladığında ona teslim olmak
Sesinin duyulmadığı, gözlerinin aralanamadığı o dakikalarda onu sayıklamak
Sen hiç sevdin mi böylesine, deli divane onu sayarak?
Hançer bakışlı keskin olan hilali
Dünyanın bütün kötülükleri içinde
Bir sana bağlandım, doyumsuz hasretinle
Herkese uzak, bir sana yakınım
Senden başkasında yoktur ki tadım
Gözlerimi kapatır, düşlerim geceleri
Mondros mütarekesi ile başladık başkaldırmaya
Sen ki itilaf devletleri, 9. Ordu müfettişi burada
19’unda çıkınca Samsun’a ay yüzlü komuta
Attı üzerinden ölü toprağı bu vatan o anda
Amasya da genelge yayınlandı “Milleti yine millet kurtaracak” diye
Bir melek gibi, büründüm beyaz bir kefene
Üstüme atılan toprak değil de nurdu delicesine
Düşündüm ve hatırladım, hissettim o şenliğini
Çehremi arşa dikince gördüm senin o güzelliğini.
Ah! Şu kamaşan gözlerimin dili olsa da konuşsa
Biri var,
İsmini andığımda heyecanlandığım
Biri var,
Benliğini hissettiğimde dalmışlığım
Bütün heybetiyle oturur, Çanakkale cephesinde
Kurşun sesi, çığlık sesine karışmış,
İmamlar minarelere çıkıp, haykırmış
Çapulcunun elinde Hulisi Paşa,
Boynunda kemer, elleri bağlı kalmış.
Gök, bayrağın kızıllığına bürünmüş,
Dillere yar olmuş evvelden beri
Adını zikretsem sanki bahar yeri
Sultanların sultanı, altından kaftan gibi
Vurdu Şahi’yi inletti göğü yeri!
Mehmet’in yanına Fatih’i
Rüzgarda salınan
Zirvelerde dalgalanan
Atalarının kanıyla buluşan
Bin yürekte tek olan
Üzerindeki kızıllığı
Soğuk günlerde gelirler aklımıza
1914 yılının kış aylarında,
Binlerce askeri karlar altına verdiğimiz zamanda
Dondu canımız, onlarla artık mezarda
Küçüğü, büyüğü demeden cepheye
Gitti... Bir hilal sevdalısı bugün yine gitti
Cephe kardeşim, namlu yoldaşım gitti
Koydular naaşını tabuta,
Bayraklara dolanarak gitti
O gitti ama bugün hilali kana bürüdü de gitti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!