/Duvarın üstünde iki kedi. Biri uyurken diğeri önce güneşe bakıp sonra yumuyor gözlerini. Ben de öyle yaparım ne zaman güneşe baksam. Bir anlık dahi olsa hemen yumarım gözlerimi. İçime dolan güneş ışıkları içimde kalsın, yüreğimi sarsın, ısıtsın, dışarı kaçmasın …………………../
ardımda dünleri yakılmış bir köy duruyor, yarınları bilinmeze saklanmış
ben boş peronundayım istasyonun, rayları hiç tanımadığım otlar sarmış
gelmeyecek treni beklerken gözlerim, yazdığım her şiire ayrı ağlıyorum
içimden istim buharlarını boşaltırken sanki daha çok karaya vuruyorum
derken bir silah namlusundan yükselen, kanat sesi doluyor kulaklarıma
ölümden kaçıp barışa koşan bir güvercin, gelip konuyor kedilerin arasına
karakalem resimlerin bütün dalları çiçeklenmeye başlıyor, işte ne güzel
bir çocuk kan yerine boyalı parmağını sürüyor yüzüne, bu daha da güzel..
kedilere ve güvercine o çocukla beraber el sallıyoruz
ve koşar adımlarla ağaçlara doğru gidiyoruz.
*
/Dallarına saplarından tutunmuş iki olgun meyve. Birisinin al boyamış yüzünü de diğerinin yanakları hala pembe. Şöyle hafiften bir rüzgarın esmesini bekliyorlar besbelli. Dalları sallanacak ki değecek birbirlerine elleri. Ben de beklemez miyim, bir rüzgarda açılmasını perdenin ………./
dört yanım bakımsız meyve bahçesi, ortada duruyorum ellerim havada
gölgeleri düşlerimden tanırlar beni oysa, yani tüm ağaçlar benden yana
çakı izlerim kabuk bağlayınca gövdelerinde, kırağı çalardı mevsimlerini
ama görüyorum ki şimdi, bir rüzgar bile esmiyor ki çıkartsınlar seslerini
yağmur yağıverse birden damlası yeşil yaprak, içinde bir hayal çırılçıplak
orman böyle doğurur bereketi, her nefeste dans eder gibi gözlerden uzak..
yeşil yaprakla ikimiz bir dereye kendimizi bırakıyoruz
ve açık denizlere doğru sırtüstü yüzüyoruz.
*
/Gölgeleri yelkenlerden güverteye düşen iki martı. Nasıl da kıskanarak izliyorlar şarabın ısıtamadığı gecelerde, sevişerek kaynamaya bırakılan yalnızlıkları. Karanlık ve çılgın mavinin tam ortasında dalgalanan bir yeşil vals gibi, ben izlerken seni neden bulut rengine dönüyor gözlerim………/
kolay olmadı çocuk yüreğimle, çizmek deniz resmini ve üstüne bir gemi
baharat korsanlarının masalını dinledim, ne zaman alsam elime kalemi
anlatmadılar bana yaşamda yokuşsuz yolların, sadece denizler olduğunu
dalga boyu atılan her kulaçla, yarının içinin bugünden umutla dolduğunu
şimdi bak canımın içi gökten iniyor ufkumuza, kanat takmış bir ıssız ada
sıkıntılı zamanları biz yaşayalım ki, yarının aydınlığı kalsın çocuklarımıza..
bir çocuk, bin çocuk, milyon olup kanat takıp uçuyoruz
güneşe bakıp bir an, gözlerimizi yumuyoruz.
Kayıt Tarihi : 20.4.2009 07:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir yerden, bir şekilde ve bir zamanda mutlaka çıkıp gelirler, yere düşen, havaya uçan umutları toplayarak.
ve açık denizlere doğru sırtüstü yüzüyoruz.
Her satırı,her parağrafı ayrı bir güzellikte sanki masal dünyası gibi.
Tebrikler.
KALEMİNİZ VE GÖNLÜNÜZ SUSMASIN
SAYGILAR
TÜM YORUMLAR (90)