Yavrum, can özüm, kızım,
Yüreğimde ki ateş,
Sol yanımda ki sızım.
Ninnisiz uykum,
Dermansız mecalim.
Sen yoksan can da yok canan da,
Sen varsan neşe de var heyecan da,
Bir gülüşüne binlerce yandığım,
Bir hüznünde binlerce ağladığım yavrum.
İyi ki sen var sın,
Şükürler olsun rabbime.
O kokun bakışın, duruşun,
Dedim ya iyi ki var sın,
İyi ki vermiş seni rabbim.
Bir anda, o dokuz ayda,
Çektiğim tüm acıları,
Son anda ki sancılarımı unuttum,
Hani ilk ağladığın o anda,
Kucağıma verdiler ya,
Kokunu içime çektim ya,
O an unuttum acılarımı bitanem.
Sen ne güzel bi şeymişsin,
Meğer ki sen her şeyimmişsin.
Yeni yeni anlıyorum,
Daha yeni yeni tanıyorum annemi.
Meğer ne çok üzmüşüm onu,
Bazen bize karşı yükselirdi sesinin tonu.
Nede haklıymış bilememişim,
O nu değeri kadar sevememişim.
Her nasihatı bize gülünç gelirdi,
Bir şey olsa sizler bilemezsiniz denilirdi,
Ben şimdi annemin o gül yüzü ile avunuyorum,
Ben şimdi kara kışın ortasında,
Annemin babamın hasretiyle, yanıyorum.
Keşke biraz daha düşünmesini bilseydim,
Keşke sizleri hiç üzmeseydim.
Her okula gidişimde harçlıksız koymazdınız,
Belki de geriye kalanla, bir ay tam doymazdınız.
Şimdi sizi andıkça,
Gözümde büyüyorsunuz,
Sizler ne kadar büyüyorsanız,
Ben o kadar küçülüyorum.
Meğer sizi ne çok seviyormuşum.
Yavrumu ilk kucağıma aldığımda anladım,
Anneliğin, babalığın ne yüce olduğunu,
Boşa dememişler cennet annenin ayağının altında diye,
Boş dememişler babanın ah’ını alma diye,
Ne güzelde söylemişler meğer,
Bence eksik bile söylemişler.
Her üşüdüğümde,
Koşardım annemin sımsıcak kucağına,
Nede sıcaktı orası öyle;
Ya da bana öyle geliyordu.
Ne zaman girsem kucağına,
Gözlerim süzülür uykum gelir di.
Diğer kardeşlerim gelmesin diye,
Hiç kalkmayı da istemezdim.
Ne çabukta acıkırdık,
Yeni kalkmıştım oysa ki sofradan,
Ya oyun yüzünden yememiştik,
Ya da yeterince yememiştik.
Şimdi anlıyorum ki,
Bazen sorduğumda tokum derlerdi,
Bazen de bize yaramıyor yavrum derlerdi
Yokluk la varlığı bilir miydim ki,
Öyle olduğunu bilsem, ister miydim ki,
Benim yememi istediklerinden,
Benim doymamı beklediklerinden,
Kendi nefislerine gem vurmuşlar,
Belki de güzel şeyleri,
Yemeyi çoktan unutmuşlar.
Onlar için en güzeli,
Bizim yüzümüzdü.
Biz gülünce onlar güler,
Biz üzülünce ise;
Orasını sorma işte anlatamam,
Şuan ben de anneyim ya,
Biliyorum neler yaşadıklarını,
Biliyorum içlerine neler attıklarını.
Hiç anlamamıştık hayatı,
Yada tanıyamamıştık.
Burnumuz bazen kaf dağında,
Bazen ise;
Büyüklerimizi üzdüğümüzden
Çöplük batağındaydı.
Şimdi ki aklım olsa üzer miymişim,
Olmaz dediklerine olur dermeymişim.
Bizimkisi de cahillik,
Zaten hep öyle deyip te,
Hoş görmediler mi kusurlarımızı,
Ne kadar uykusuz kalsalar da bile,
Bizim bölmezlerdi uykularımızı.
Dedim ya;
Daha yeni yeni anlıyorum.
İşte ondandır ki,
Annemi de, babamı da,
Çok ama çok seviyorum,
Ben nasıl onlardan bir parça isem,
Sende benden bir parçasın,
Ne kadar büyüsen de;
Bil ki hep küçüğüm olarak kalacaksın.
Kayıt Tarihi : 15.6.2011 15:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selahattin Gürbüz](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/06/15/canozum-16.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!