Hemen hemen kare biçimde,
yıkıntılarla çevrili ağır
bir binaydı, ve hala bir
saati bulunan kulesi bütün
mahalleye egemendi.
Fenimore Cooper
Aziz Yuhanna'nın büyük çanın altında bir rond dansı
yapıyordu on iki büyücü. Sırayla fırtınayı çağırdılar,
ve alay halinde karanlığı delen on iki ses saydım
yatağımda, korku içinde.
Hemen bulutların arkasına saklandı ay, ve yıldırım ve
kasırgayla karışık bir yağmur kırbaçladı penceremi,
ormanda sağnağa tutulan nöbetçi turnalar gibi bağırırken
rüzgar gülleri.
Kırıldı, duvara asılı lavtamın ince teli; kafesinde
kanat çırptı saka kuşum; çevirdi, masamın üzerinde
uyuklayan Roman de la Rose'un bir sayfasını, meraklı
bir ruh.
Ama birden bir yıldırım gürledi Aziz Yuhanna'nın
yukarılarında. Yitip gitti, ölümcül bir darbe yiyen
büyücüler, ve meşale gibi yandığını gördüm siyah çanın
içinde büyücü kitaplarının.
Arafın ve cehennemin kırmızı alevleriyle tarıyordu
gotik kilisenin duvarlarını bu korkunç ışık, ve devsel
heykelinin gölgesi Aziz Yuhanna'nın uzanıyordu komşu
evlerin üzerinde.
Paslandı rüzgargülleri; inci grisi bulutlar eritti ay;
çatı kenarlarına damla damla düşer oldu yağmur, ve
açınca pek iyi kapanmamış penceremi, fırtınanın
silkelediği yaseminimden çiçekler attı meltem, yastığımın
üzerine.
Kayıt Tarihi : 28.11.2002 16:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!