Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Rüya kent, İstanbul, İslambol...
İlk kez Kurtalan Ekspresi'yle kaçmıştım sana, annemin ahına rağmen,
daha onbeşimdeydim,
Haydarpaşa devasa bir tarih, ben bugün kadar küçüktüm,
Boğaz'ın iki yanında yıllardır bakışan erguvanlarız,
Demiryolcu babam kokuyor Haydarpaşa,
ve ben hala Selimiye Kışlası'nda askerim...
.........
İstanbul, rüya kent; Necip Fazıl, şiirin gördüğü en güzel rüya...
seçici kurula teşekkürler.
En büyük İstanbul şiiri.
Büyük usta-üstada, Rahmeti Bol Olsun.
Teneşirinden sabun çalınan o vahşi ve güzel kent
Bizim Veli değildi yalnızca İstanbul suflörü
'U' İstanbul'da tek başına filozof
'A' Ankarada'da serseri kalabalık
Yalnızca köyümün camisinde sonradan eklenen
pırlanta kubbeler... Teni toprak ezan sesli bir baba dudaklarından dökülen
Gidelim,
bulutlara karşı şaha kalkmış atları seyredelim
*
Eskişehir'in E'si, Yozgat'ıtın Y'si ile başlar oynak sular
Rüzgar zamanı var adada
biraz ağla
Kemal İspir hocam darılmasınlar,yorumunu okuyunca,kedi ile ciğer hikayesi düştü aklıma,
inanın istiyerek değil.Elimde olmayarak.
Bir cümleyi alıp ters yorumlamış.Üstad
her zamanki gibi o cümlede de doğruyu söylemiş.
Hakikaten İstanbul'un ağlayanı da güleni de bahtiyardır.Bu cümlesinde de derin manâlar vardır.
Bu şiir imlâ hatalarından arındırılmalıdır...
İlgilisine arzederim.
Şairler ya gerçek sevinçlerini ya da gizli kalmış hüzünlerini veya söyleyemediklerini dolaylı olarak yazarlar.Taa Traklar' dan beri İstanbul, İstanbuldur...Her semtiyle her şeyiyle çok güzeldir.Türkiyemin bütün şehirleri güzeldir. Tarih ve medeniyet sembolüdürler.Kaç kişimiz görebiliyor, kaç kişimiz gezebiliyoruz !!!Yedi tepe yedi renk...Ayasofya, Suyltanahmet !!! İnsanlığı kucaklayan dev iki tarihi eser. Beyoğlu tepinirken ağlamaz Karacaahmet...Çünkü AY ve GÜNEŞ ezelden iki İstanbullu' dur.Ağlamak ve gülmek kaderimizde var.İyi kötüyü seçmekte... Merhum Üstadıma Tanrımdan rahmet diliyorum.Eserleirnri severek okuyorum. Saygılsarımla...Nazır Çiftçi
30.05.2010 // ankara
Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canim;
Vatanim da vatanim...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kir at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir katibi mi...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!
Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler...
Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sümbül kokan
Türkçe’si bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
aslını isresen üstad Necip...pek derdimde değildir..onun güzelliği biz onun rengine vurulduk...ibadetinin gizliliğine ve şehrinin çok yürekli diline...ve inanmaktayız...en iyi onun diliyle anlatılır...insan ve tarih...bir kez daha tarih ve onun dilinin İstanbul'da saklı olduğuna inanmaktayız..ellerimizde papirüslerin beklemekte ve bekle Ey güzel şehir...
Sevgili Necip...unutmadan seninle konuşmak istediğim bir derdim daha var.Şiar isterse ve farkında ise derim ki! Bir tarihi anlamak ve tarihi gerçek yüzüyle görebilmek ve onun dilini her ağızdan konuşabilmek neden olmasın? Ve neden korkar insan...konuşmaktan ve neden imtina eder...varsındır ve olacaksındır...ama şiir ile ama sıradan bir ruh ile...seni benden çok sevenler vardır elbet...ne onlar bilebilir ne de biz? çokta önemli midir..kim? ne? ne kadar? bilmekteyim...amma velakin İstanbul'u anlatırken İstanbul demeden anlatabilmenin gerçek güç olduğunu ve methiyeden öte onu anlatabilmek...bilmek her şeyin...bir şehrin ruhunu örselemeden ve mahremiyetine..caiz olmayan parmakların dokunması beni nasıl yaralamakta...sararım yaralarımı da...bir şarkı duymaktayım onun dilinden...sözlerini bir tek onun duyabildiği...bekle her vedanın bir bitimi olacaktır..ne kadar uzun sürsede..Tanrı nasıl dilerse...değil mi Üstad...Sevgili şairim Necip
istanbul kendisinde ne niyetle bulunursaniz ona gore karsilik veren bir sehirdir...
hangi sebeple ve neresindeyseniz ona gore sekillenir..
icinde yasayanlara dahi boyledir ...evden o gun ne niyetle cikarsaniz tepe tepe yasamis bir halde donebilirsiniz..eglencenin...tarihin...kulturun...trafiginve rezaletin..ruhaniyetin...sarhoslugun..yemenin ve icmenin dibini bulup geri gelebilirsiniz:)....
bu sebeple ki istanbul sihirli bir sehirdir...
siire gelince iyi degil ..icindeki satirlar cok daha iyi kurgulanabilirdi...
NECİP FAZIL KISAKÜREK'İ SAYGIYLA ANIYORUM
Bu şiir ile ilgili 162 tane yorum bulunmakta