Herkes beni güçlü sanıyor anne. Oysa ne kadar güçsüz olduğumu bir tek sen bilirsin. Senin gözünde halâ küçük bir kız çocuğuyum hiç büyümüyorum, büyümek de istemiyorum. Sanki yirmiyedi değil yedi yaşındayım. Sana o kadar ihtiyacım var ki anne. Sakın beni sensiz bırakma. Ellerimi bırakma sakın anne... Sakın bir yıldız gibi kayıp gitme mavi gökyüzümden anne...
Sen varsan her şey güzel anne. Daha bir emin basıyorum yere... Adımlarım daha hızlı, yüreğimde daha çok umut var anne... Her şeyi daha çok seviyorum seninle. Seninle daha çok gülüyorum daha az üzülüyorum. Küçük şeylerden mutlu oluyorum, çocuklar gibi oyun oynuyorum sokaklarda... Utanmıyorum yaşımdan, yada biri görürse ne der korkusu yok içimde... Çantamı atıp bir yere top oynuyorum sokak çocuklarıyla yine cam kırıyorum
cama çıkınca komşular yine kaçıyorum anne... Kalp kırmıyorum anne hiç beceremedim bunu... Cam kırıyorum o yüzden kimse beni sana şikayete gelmiyor... Kimseyi sırtından vurmadım anne... Kalleşliği öğrenemedim... Çekip gitmeyi de... Zoru seçtim hep, kolayı hiç sevmedim, sevemedim...
Birini sevmedimse hiç sevemedim.... Sevdiğimi ölümüne sevdim anne... Beni bırakıp hayatımdan gidene kadar, gittiğinde bir daha sevmedim anne... Aşık oldum; korkmadım aşktan nede acı çekmekten... Aldım sevdiğimi karşıma sevdiğimi söyledim. Bana deli dediler bu yüzden anne... Sevmek delilikse ben zırdeliyim... Ben senden öğrendim anne ölümüne sevmeyi... Babamdan öğrendim sevdiğini sahiplenmeyi... İster sevsinler, ister sevmesinler... İster söylesinler, ister söylemesinler... Ben yine de severim... Ben yine söylerim sevdiğimi anne...
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman