'o kendi biliyora ithaf'
Bütün gitmelerden derlenmiş kulelerim vardı ben ile ben arasında, kayıtsız amaçlarımla örttüm üstünü, gelebilmelerin üşümesin diye. Duyumsamalarımı, ezgilerimi, utkularımı, ulaşılmazlığı ve inançlarımı akladım canan haline, gülüş haline, aşk haline, ruhunun hazinesine miladımı astım. Her can atılışta tüm canlılar senden bana can katıyor olmalı ki hep canım canına davetler yolluyor.
Şehveti bozkırlarda aşkın tiftik keçileri sensizliğe otlanırken ve heybende . Beni taşıyan usul usul özlemlerinin kurdu oldum…Geldi kurdum sürüne dadandı,adım can olarak sana yazıldı cananım.
Bir aşk kurdu sürüne daldı,yalnız seni çaldı yemek için değil, amaçlarının ,arzularının kanamamışlarına kan ve can olmak için.
Açlarının dalgakıran ucu uçlarında cemreler doldu içerime. Senin baharına yakın bir buzullar eriyordu dağlarımdan.Porsuk benli bir bahar coşkusuyla akardı, yıkardım yalnız ve sensiz olan her pareyi..
Gelişlerinin sınır anlarına döşeli mayınlara basmamak için çırpındım durdum. Ecelerden uzaklar kurup, Cananların ufkunda sevdalarımı sundum yüreğine. Tutku tutulmuş güneşte ışınlanan sevdanın mahzeninde beklemeyi milat kıldı..
Hayallerim diye yazıldığım gece ile niceler arasında çağlayan bir şelalenin denize dökülüş sesinde sesin eklendi, ben aktım ve ben kalakaldım sularına, her şeyine.
Dokunuşlar okundu dalgalara, şirinliğin algılandı içsel denizime.
Ölü bir tavus efsanesi gibi durduğun, anlamına ve adına asla ulaşamadığın ulaşılmazlıklarımızın külünden canan halin ayna oldu sevdamıza. Tarandı aramalarım hızlı bir tren gibi kavuşmalar aldı seni benden , dur demedi aşk ve yaşam geldin durdun kapılma kentime.
Büyüyemeyen iç çocuk kurşunladı yıllardır fildişi kule üstüne kule kuran kurmaca ve statik hallerine.
Bir tutkunun mozaik ışıklarında bir ışık oldun aşk ile gökkuşağı arasında hep rengime refika oldun.
Sevdalar sel gibidir, her şeyi sürükler kayalar dahil, ben dahil cananım.
Uzatılmış seferin seferisi gibi aşktan yol almak, yasak sevişmelerin yassı adalarında demosların tuzaklarında idam edilmek zamanların en denklemsiz payandasında sana pay olmak sen ruhuma paydayken…
Sevgisizlik tufanlarında uçuruldum buhranların son buhurlarına, sen yoksan dolu gibi yağıyorum kırık mevsimlere aşksız ….
Buncalarımın ucu kesik bıçak yarası aşk arası keskin düşlerinden hep ayrı dilleri konuşmuş, güzellerin gül beyazlarına kanmışım meğer..Oysa sen benim aşkımın öztürkçesisi gibisin.
Adını asla koyamadığın tutkuların kentinde kumru bir sokağa vermişim uğurlarla.
Sorgularını sorulara saran cevap ile hesap arası anların kitabesinde manalara masmavi gelecek gibi dizileceksin kurallı bir cümle gibi.
Sır verdiğim dağların beninde buselerin adılı beni arkaik düşlerine taşıyacak senden öncesi hep önceydi,hep hüzünceydi.Şimdi güleç bir bebeğin zor yakalanan o an dediğimizin son karesi gibiyiz.
Gözlemlerin yeni arınlar arasında anılar devşirsin. Hayal ettiklerinin içirdiği iksirden sözlerin kavuşmalarımızın kavuştuklarında türkü türkü okunur kalakalırız yağmur gibi nadasın öz toprağına.
Bölüşülmüş tüm kaçışlar kurtulur, kasvetin kırkayakları çeker ayağını düşlerimizin uzak havlinden…Havlu uzatırsın gelişlere,ruhum ve sana gülen yüzüm kurumadan.
Boynalarda asla göremediğin her görülen görülmüşün gün görmemiş
Gerçeklerinde “gelişlerin”, nöbet pansumanlarına beni hazır kılsın.
Naftalin sürdüğüm hüzünlerim, seninle huzurun son pınarı olarak canıma canan olsun…Bir andır, bir şandı, kazanandı aşk ve sendin.
Buhurlar yüceldi,gözyaşlarınla aşkyüzüne yarın yağmuruna çok yakın. Damlalarında miladından sonra aşk şairi olarak sel olacağım, gel olacağım,can olacağım sana cananım.
Kayıt Tarihi : 2.4.2009 23:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

okudum,çok okudum...daha kaç kez okurum bilemem...
bu galaksiden olmadığınız kesin. şiirle...
Adını asla koyamadığın tutkuların kentinde kumru bir sokağa vermişim uğurlarla.
Sorgularını sorulara saran cevap ile hesap arası anların kitabesinde manalara masmavi gelecek gibi dizileceksin kurallı bir cümle gibi.
Sır verdiğim dağların beninde buselerin adılı beni arkaik düşlerine taşıyacak senden öncesi hep önceydi,hep hüzünceydi.Şimdi güleç bir bebeğin zor yakalanan o an dediğimizin son karesi gibiyiz.
Şiirlerin en dokunaklısını yazan şairi yürekten kutluyorum
TÜM YORUMLAR (2)