Çözelim zincirleri,şafakların boynundan
Yüreği nato mermer,başların inadına
Sevdayı kurtaralım,şu feleğin oynundan
Kalbi yosun bağlamış,taşların inadına
Ayda yanan çehrenin, şafak döken harından
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bakma öyle mahzunca gözüm gözünü bulur
Sen benim için gülsün kokun aklımı alır
Seversen ne soların ne saçımda ak kalır
Çatınca ömre zarar kaşların inadına... Mustafa Bay, 'ZEYBEK HOCA'
Yine çok güzeldi İbrahim Bey, Kardeşim..
Aynı güzelliğe eşlik eder mi bilemem ama bir dörtlükte benden gelsin şiirinize..
İçtenlikle kutluyorum..
'Ayda yanan çehrenin, şafak döken harından
Bırak kalsın mazide,sen haber ver yarından
O kiraz dudağınla, eğilde öp narından
İki gözünden akan, yaşların inadına '
........
Ne güzel dizeler, ne duygulu mısralar.
Canan! şiirlerinizin en güzellerinden bence.
Sizi, şiirinizi ve ilham kaynağınız Filiz hanımı ve o güzel şiirini ayrı ayrı kutluyor, saygılar sunuyorum.
Yüreğiniz var olsun duygularımıza anlam katarak seven yüreğimizden gelenleri açıklıkla anlam ve anlatımı güzel olan bu şiirinizi ve değerli şairimizi açık yüreklikle canı gönülden kutluyorum.Saygılarımla.
'Canan'serisinden bir şiir daha okuyoruz sizlerden.İnadına bir aşk-inadına bir sebat şiirin ana temaları olmuş.Gelmesi gün be gün gelmesi beklenen sevgililer için.Kutlarım İbrahim Bey.Saygılar sizlere.
Şimdi başlıyor yaşamak inatla... dağlar üzerimize yürüse, yağmurlar üşütse ve yollar uzasa bile inatla sevdaya davet ediyor şair...
Kuşların mevsimlerin şahitliğinde...
Yine çok güzel bir şiir daha eklenmiş sayfaya...
Gönül dolusu tebriklerimle...
Saygılar..
İbrahim beyefendi.Kardeşim.
CANAN serisi şiirlerinizde yine mükemmel bir şiir.Fevkaladenin fevkinde okuyana şiir gibi şiir tadı veriyor.Zevkle okudum Sizi canı gönülden tebrik ediyor+++++sayfama alıyorum Selam ve muhabbetlerimi arz ediyorum.ESEN KALIN
İnatlar ancak aynı yönde olursa kavuşma olur... Aksi yönde inatlar dar geçitte karşı karşıya gelen iki keçi görüntüsü verir...
Canan serisinin yeni şiiri için kaleminize sağlık sayın İbrahim Kurt...
Canına can,tenine kan olayım
Bin ağlamış olsam da bir kerecik güleyim,
Bahara yar olup güle haber salayım
Bir ömür kahrolan bülbülün inadına
..................................................
Diyerek güzel şiirinize yarenlik edeyim dedim.TEBRİK EDİYORUM İBRAHİM BEY,SAYGILARIMLA... ++ANT.
Muhteşem bir şiir okudum ..Yüreğiniz şelale misali çağlasın..Kutlarım
ÇOK HOŞ BİR ŞİİRDİ DEĞEWRLİ KARDEŞİM ON NUMARA BEŞ YILDIZ YÜREKTEN KUTLARIM
Bu şiir ile ilgili 50 tane yorum bulunmakta