Çanakkale Türküsü - Bir Türkü / Bir Yorum

Sedat Demirkaya
212

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Çanakkale Türküsü - Bir Türkü / Bir Yorum

Çanakkale Türküsü - Anonim-

Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah

Türkü, halkın ortak malıdır. Yaşanan ve halkı çok derinden etkileyen bir olayı tarihe not düşmek ve unutulmaz kılma amacı taşır bir bakıma. Eskiler nasıl duygu ve düşüncelerini unutulmaz kılmak için taşa vururlarsa türkü de insan zihnine derin izler bırakarak işleme amacını taşır…

Türküler halk edebiyatı sözlü ürünlerindendir. Türkülerin adı yoktur. Onu söyleyenler akılda kalıcı bir bölümünü, genellikle ilk dizesini türkünün adı gibi kullanırlar.

Şekil olarak bağlamalı şekillerdendir. Her dörtlükten sonra “nakarat veya kavuştak” adı verilen tekrarlar vardır. Bu ünlü türkü iki dize ve nakaratlardan oluşmuştur.

Herkesin bildiği ve sevilen bu hüzünlü türkü hakkında edebiyatımızda hibir inceleme ve yorum çalışması yoktur. Biz bunu deneyeceğiz.

Çanakkale Türküsü

Çanakkale savaşı, 1915’te I.Dünya Savaşının ve Çarlık Rusya’sının kaderini değiştiren, genç Türkiye’nin doğuşunu hazırlayan büyük sancıdır. 20.yüzyılın en önemli olaylarındandır. “Yenilmez” İngiltere’nin, o “topraklarında güneş batmayan imparatorluğun” ilk kez hem de bütün avanesiyle birlikte unutulmayacak bir yenilgiyi tattığı savaştır. Ancak bu zafer Türk milleti için de büyük kayıpları gerektirmiştir.

Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni

Bir insan için en büyük korkulardan biri herhalde “ölmeden” mezara konmaktır. Çanakkale’de öylesine güçlü bir topçu saldırısı vardır ki… Denizden ağır toplarla ufacık bir yarımada aylarca dövülmüştür. Top mermileri düştüğü terde bir daha patlar ve yerden tonlarca toprağı havaya kaldırır. Savrulan bu toprak askerin üzerine, sağlam ya da yaralı, iniverir. Bu dizeler bu müthiş tabloyu canlandırır gözümüzde. Yoksa şehidin ne kefeni ne de “bilinen” bir mezarı olmaz. O, toprak anayla kucaklaşır ve “toprak” olur.

Of gençliğim eyvah

Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez

Bu dizlerde “köprü” somut, bildiğimiz bir köprü değildir. Bu, varlık yokluk savaşında aşmak zorunda olduğumuz bir büyük engeldir. Tarihin bu evresinde binlerce yıldan beri bir nehir gibi akıp gelen Türk milletinin önündeki sırat köprüsüdür. Bu badirenin ne pahasına olursa olsun atlatılması gerekir. Peki bu engel için neyimizi feda edeceğiz? Onu da nakarat söyler:

“Of gençliğim eyvah! ”

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı

Çarşılar, bizim için çekicidir. Orada başka bir dünya vardır. Ülkemizde üretilen veya dünyanın dört bir yanından getirilmiş güzellikler…
“Çanakkale çarşısı” bu, hem de aynalı… Çanakkale, eski Truva’nın mirasçısıdır. Çanakkale boğazının girişinde, bütün gemilerin boğazın hırçın sularını aşabilmek için uygun havayı, uygun rüzgârları beklediği, alışveriş ettiği zengin Truva’nın mirasçısı… Efsane kahraman Hektor’un ülkesi… “Ayna” ise yüzlerce yıldır “insanı insana”, “insanı kendine” tanıtan büyülü araç… Biz işte bu büyülü kentte kendimizi tanıyacağız, tarih sahnesinde kendimizi tartacağız. Bu yüzden düşmana karşı yürüyoruz. Düşman neymiş, biz neymişiz göreceğiz? Bir gerçekle yüz yüze geleceğiz. O ne müthiş bir sahnedir…

Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti

“Dolu testi” narindir, özen ister, ihtimam ister; onu kırmadan taşımak, ulaştırmak büyük sorumluluktur. Halk, “sorumluluk” duygusunu, “vatan görevini” bu kadar yalınlıkla zihnine kazımıştır. Bu dolu testiye zarar gelmeden tarihin bu evresinde gelecek kuşaklara aktarabilmek gerek… Bu testide “hayat suyu”, “can suyu” vardır. Bağımsızlık vardır, vatan vardır, namus vardır. Bu dönemin gençliği bunun farkındadır.

Of gençliğim eyvah

Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa

Çanakkale savaşlarında dünyada ilk kez kullanılan kimyasal silahlar denenmiştir İngilizlerce. Bugün dünya ordularında kullanılması yasak olan bu kitle imha silahları Çanakkale’de Kahraman Mehmetçiğe karşı kullanılmıştır. Bu zehirli gazları soluyan Anadolu yiğitleri ciğerlerini kusarak hayatlarını kaybetmişlerdir. Yaralı askerler cephe gerisine hastanelere aktarılmaktadır.

Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler

Anadolu’nun dört bir yanından gelen kahramanlarla birlikte İstanbul’dan gelen gençler, İstanbul Lisesinin, Galatasaray Lisesinin öğrencileri de bu savaşta büyük kayıplar vermişlerdir. Osmanlı son dönemi aydınlarının çoğu bu savaşta şehit olmuşlardır. Ortalıkta genç kalmamıştır. Bu yüzden İstiklal Savaşımız bir halk savaşı olmuş, kadınlarımız bile cepheye koşmuştur. Onuncu Yıl Marşımızdaki “On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan” dizeleri bu kısa barış döneminde hem fiziksel, hem düşünsel olarak genç fikirli bir gençlik yaratmanın kıvancını anlatır.

Of gençliğim eyvah

Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet

Her şeye rağmen Çanakkale o yıllarda bir ölüm yeridir. Mehmetçiğin dünyanın en büyük ordularına karşı üstün vatan sevgisiyle ve cesaretle göğüs göğse çarpıştığı ve Türkiye’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın bir kutup yıldızı gibi parlayıp öne çıktığı dünyanın en inanılmaz savunmasıdır. İngiltere’de hükümet bu yenilgi yüzünden şiddetle eleştirilmiş ve istifa etmek zorunda kalmıştır. Başbakan kendini savunurken: “Her yüzyıl bir deha yetiştirir, şanssızlığımıza bakın ki 20. yüzyılda o deha Türkler arasından çıktı: Mustafa Kemal! ” demiştir. Bu zafer, Kurtuluş Savaşı'mız için de bir ilham ve cesaret kaynağı olmuştur. Bu türküden başka büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından 'Çanakkale Şehitlerine' adlı bir büyük destansı şiirle de ölümsüzleştirilmiştir.

Of gençliğim eyvah

İşgalciler suçludur. Bize ağır bedeller ödeten, yurdumuzu yerle bir eden, gençliğimizi kıran, üç bin yıl öncesi Truva savaşını hatırlatarak donanma komutanının gemisine “Agamemnon” adını vererek saldıran işgal güçleri ve Anzak birlikleri suçludur.

Bu savaşta dünya ordularına karşı Türk ordusu savaşırken aynı zamanda iki tarih de savaşmıştır. Bu savaşın, “tarihsel köklerin güncel bir savaşı” olduğunu her iki komutan da bilmektedir. Onların, Amiral gemisine “Agamemnon” adını verdikleri gibi, Mustafa Kemal de savaş sonrası savaş alanını gezerken: “Hektor’un intikamını da aldık.” demiştir.

Sedat Demirkaya
Kayıt Tarihi : 11.8.2008 14:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sedat Demirkaya