Sarıkamış - 1963 www.micingirt.com
Gök kubbe altında ne müthişti harp
Asra ateş düştü hey Çanakkale
Nuh tufanı yer gök çıldırmıştı garp
Yahya Çavuş coştu ey Çanakkale
Kükredi Seyyidim bir koca ordu
Pek dehşet imtihan vuslat diyordu
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
duyarlı yüreğini kutluyorum abim,
Çanakkale Şehidi
Unutulmaz tarih dinleyin canlar,
Bastığın yerlerden fışkırır kanlar,
Çekildi silahlar boy kaldı hunlar,
Tarih yazdı çanakkale şehidi,
Derdi şehit olmakmış her şeye değer,
Bilirmiş hak yolu istermiş meğer,
Sanki gök kubeden mermiler yağar,
Tarih yazdı çanakkale şehidi,,
Sayısız melekler kanadı gerdi
Mevlam hikmetini haklıya verdi,
Bütün yurt taşları cephede birdi,
Tarih yazdı çanakkale şehidi,,
Bile bile göğüs gerdi yürüdü,
Düşman dik duruşu gördü eridi,
Türk askeri hedefine yürüdü,
Tarih yazdı çanakkale şehidi,
Tekbir seslerini arşta dinletti,
Ayak sesleriyle yeri inletti,
Kan kırmızı al bayrığı gülletti,
Tarih yazdı çanakkale şehidi,,
Kurşunlar yetmedi değmekle bize,
Dönmedik cepheden yürüdük ize,
Bütun dünya gördü gerek yok söze,
Tarih yazdı çanakkale şehidi,,
Fatma Alageyik
Tebrikler Üstadım!
Pek akıcı, çok manidar, muhteşem bir manzume okudum.
Allah c.c. razı olsun. Kaleminize ve kelamınıza zeval vermesin. Bu güzel şiiriniz vesilesiyle kahraman ecdadımızı, bütün büyüklerimizi, bilhassa Çanakkale'de çarpışan bilcümle şehid ve gazilerimizi, Çanakkale Savaşlarının ünlü komutanı, 18 Mart Kahramanı, 13 Mart 1938'de vefat eden merhum Cevat Şakir ÇOBANLI Paşayı rahmetle, minnetle, şükranla ve fatihalarla bir kez daha yad etme imkanı bulduk.
Bu vesile ile bu nadide şiirinizden dolayı sizi gönülden kutluyor, saygı ve muhabbetlerimizi sayfanıza bırakıyoruz.
100+heybem.
Vesselam..
ay gerçekten çok süper çok içli....
şehitler anıtındayım sağımda kırmızı gül mehmetçiğin kanı solumda beyaz gül vatan için dökülen gözyaşları yüreğime doğanlar bunlardı attığım her adım bismillah bir ana olarak hepisine fatiha.
sennur çetin
Satılmış kalemler satarlar her gün,
Şehit Çanakkale! Şehitler sürgün!
Bu devran dönecek elbette bir gün,
Tekbirler ağlaştı, hey Çanakkale!
Güzel bir şiir...sağolasın kardeşim
..herşeyin sırrı o ruhda ve o imanda.
..düşmanı dışta aramamıza gerek yok, biz bize yeteriz evelallah.
..ama inanan bir insan gelecekten her dâim ümitvar olmalıdır.
..umutsuzluk bizim kitabımızda yok !.
..destan şiirinizi tebrik ederim.
..selam ve dua ile..
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta