Toplanıp düvellerin ordu komutanları şakalaşırken sulu sulu
Bir kaç hafta içinde alırız diye hayal ederken, İstanbul'u
Boğaza yığıldıkça donanmalar, irili ufaklı deniz altılar
Osmanlı adını silmeye, anlaşarak toplandı bütün küffar
Kibirle, denizden yamaçlara lav kusarken çelikten canavarlar
Gururla göğsünü siper etti, Mehmet'ler, örüldü etten duvarlar
Bir mahşer ki, gökten yağan insan, yerden çıkan insandı
Bir ateş ki, düştüğü yerlerde, yaşta yandı, kuru da yandı
Güneş vurdukça, kokusu arzı ve semayı kapladı, yanan etlerin
Lakin vicdanına tesir etmedi, bunca vicdansız milletlerin
Kan kokusuna üşüştükçe, kara bulutlar misali karasinekler
Kana doydu yeryüzü, kanda boğuldu, kurtlar, kuşlar, börtü böcekler
Durdurmak kolay değildi, son teknolojiyle donanmış zalim küffarı
Yinede cepheyi boş bırakmadı türkün anası, kızı, kızanı, ihtiyarı
Hiç aralıksız tutuldu, cephelerde aylarca, göz kırpmadan nöbetler
Bir Mehmet vurulunca, yerine geçti binlerce kınalı Mehmetler
Gökyüzüne fırlarken kollar, bacaklar, bedenlerden ayrılan kafalar
Asla nöbet yerini terk etmedi, muharrem'ler, hasan'lar, mustafa'lar
Her beden bin parçaya bölünürdü belki, yerden yükselip yere düşerek
Her parça hakkı zikrederdi ayrı,ayrı sanki, çırpınıp titreşerek
Bir yanda zırha bürünmüş vicdanlar, bir yanda Mehmet yorgun ve yaya
Allahü ekber sedaları, dagal dalga yükselirken semaya
Bir aşkla haykırdıkça, Rabbine ulaşırdı mehmedin titrek sesi
Bez parçalarındandı ayakkabısı, kum torbasındandı elbisesi
Çıkamazdı mevziden, düşman sağanak sağanak atarken mermileri
O itinalı kullanırdı kurşunları, süngü takar fırlardı ileri
Top mermileri düştüğü yerleri çırparken, misali pamuk gibi
Yine de mahcup etmedi Mehmetçikleri, bu toprakların sahibi
Bir asker, tedbirsizce çıkarsaydı mevziden eğer, bir an başını
Bir anda kaybederdi belki yüzlerce civan arkadaşını
Köstebek gibi toprağı delerdi, aralıksız yere düşen gülleler
Yer altında patlardı, mevzilere kadar kazılmış sinsi tüneller
Er ce mücadele etti, Hüseyin avniler, Yahya çavuşlar, Seyyid onbaşılar
Bugün bile taarruza geçse düşman, eminim yine onlar karşılar
İşte böyle, bu topraklara süzülmüşken, asil ecdadımın kanı
Hep korkutmuştur, hep korkutacaktır, vatana yan gözle bakanı
Bu uğurda kim bilir kaç yüz binler yere serilmiş, yere serilecektir
Öyle sulanmış ki bu topraklar, bu millet bir ölse, bin dirilecektir
Boşa umutlanmasın, belki bir gün; diyerek, ağzı salyalı veletler
Bu milletin huzurunda, saygı duruşu göstermeli, bütün milletler
Binali sen olsan da piri ihtiyar, çekinme asla canını vatana fedadan
Bu topraklarda gıdasını almamış yer var mı, kanı şehitten, şühedadan
Bu millet yenilmedikçe nefsine, hak yolda düşmez asla zevale
Bin o kadar daha gelsin düşman, korkum yok, geçilmez ÇANAKKALE
Kayıt Tarihi : 15.7.2012 00:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!