Sen şimdi dokundun ya,
kalp her sabahı bayram sanacak.
Ben şimdi sokuldum ya,
aşk bin türlü yüzünü gösterecek.
Bahçedeki ortanca aylardır küs bana.
Güneşi sevmezmiş.
Gün doğar da;
dün, batar içerime.
Hastaysam sıhhatimsin,
uzaktaysam memleket.
Yolları giderim de,
sur örmüşler önüme.
Balkondan el salladığında içime savaş yıllarından kalma bir veda öpücüğü düştü.
Hiç tanımadığım birinden nasihat dinler gibiydim.
İç gıcıklayan, çok bilmiş bir ses beni boğuyordu adeta.
Zaman, kulağıma artık ikimizin yan yana olmayacağı bir dünyayı fısıldadı.
Tüm bunlar birkaç saniyede olup biterken,
o hala kendi telaşının meydanında, evine bensiz gece yarıları tasarlıyordu.
Yalanın soğuk kaygan derisi yapıştı boğazıma.
Sıkışıp kaldım; "ben bu değilim" ile
"ne bekliyordum ki" arasında.
Kimse tutmaz yasını alışkanlıklarımın
biliyorum, benden başka.
Hoş, zaten pek mümkün de değildi
SOL ANAHTARI
Ben de bilirdim, senin kadar fütursuz olmayı.
Gürültüler içinde, suskunluğumdan anlam aratmayı.
Ben de bilirdim; kapılar yüzüne kapanırken,
anahtarları cebime koyup sessizce kaçmayı.
Yürüdüğüm en zor yoldu.
Ayaklarım yorgun, aklım durdu.
Avcuma saplanıp kalmış zaman,
en son, beni sevdiğinde akıyordu.
Yürüdüğüm en zor yol bu.
Sana hep uzaktan baktılar,
söyleyemeyip yazdıklarım.
Kulağındaki şarkılar,
gururuydu başka adamların.
Ben unutmuştum da seni bulunca,
karanfilleri ve deliksiz uykuları;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!