Rabıtası akılda,
Ressam, yavru bir can kuş çizmiş yüreğine.
Sayhası açlığı,
Kulak dehlizinden gelen ses,
Göz mağarasından yansıyan ışık ile
Rabıtası akıl, baliğ olmuş,
Büyümüş can kuş...
Bölünerek çoğaldıkça çoğalmış,
Kimi kül olmuş,
Kimi külünden doğmuş...
Öteleri,
Bilinmeyeni keşfetmek,
Kanatlanıp uçmak,
Ve
Dönmek,
Keşfedemeden uçtuğu kendine...
İçi dolu,
Bülbül,
Kumru,
Pervane,
...
Hümâ,
Anka,
Simurg,
...
Avcı,
Alıcı,
Leşcil,
...
Derken içine konmuş,
Deve mi,
Kuş mu olduğu belirsiz
Devekuşu...
Kâh deve sanmış kendini,
Kâh kuş..
Sızlattıkça can kuşun içini,
Görünmez sanmış kendini,
Gömmüş başını can kuşun yüreğine...
Ressamın paletine konmaya telaşlı can kuş,
Görmezden gelmiş,
Bilip, bilmemezliğe vermiş,
Gökyüzünde semâ ile
Örtmüş evvel kendi kusurunu.
Hatırlamış bindiği mahşerin nice atını,
Kin, nefret, öfke, haset,
...
Ötmüş,
İbret,
İbret,
İbret,
...
Sonra demiş,
Kirlense de rengimiz,
Aynı ressamın boyası ile boyandık biz..
Aşk olsun...
Taş İskeleKayıt Tarihi : 31.1.2023 13:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!