Sevenler taht kurmuş gönül yurduna
Edep erkan düzenine hayranım
İmdat desen koşar gelir yardıma
İlgisine özenine hayranım
Lale sümbül yamacında dağında
Diken değil gül koklanır bağında
Muhabbet kaynıyor ar otağında
Çorbasına kazanına hayranım
Geçmişimde vardır asıl asalet
Şimdiki kişilik olmuş rezalet
Niyetini doğru ölçmüştür alet
Ömerlerin mizanına hayranım
Senlik benlik dolu alemlerinde
Yalakalık akar kalemlerinde
Çıkarcılık vardır amellerinde
Oyununu bozanına hayranım
Dil kemiksiz söyler sözü cüsseli
Sevgiyle gönül ün var mı emsali
Gerçeğe aşığım sevda misali
Gönüllerin ozanına hayranım
Bedbahtlara arka çıkan utansın
Karanlık gecede koy ışık yansın
Körelmiş zihinde gaflet uyansın
Doğruları yazanına hayranım
Ne kırılır ne incinir küserim
Meyve veren dalı nasıl keserim
Hile düzenbaza yaman eserim
Kızıl dağın kızanına hayranım
Gönlümdeki yerin geniş han gibi
Canımın içinde kutlu can gibi
Yaşamaya hayat veren kan gibi
Damarlara sızanına hayranım
Saygısında kusur etmem insana
Bu bir nasihattir babamdan bana
Tuncayım rotasız daldım ummana
İlimi'ne izanına hayranım
Bu şiir.Zülfikar Yapar Kaleli hocamın Murat dağdan koç kırandan eserim şiirine hitaben yazılmıştır.
Tuncay AkdenizKayıt Tarihi : 5.10.2005 20:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Suna Doğanay
Eyvallah !
Sizi Seviyorum dostum.
Tebriklerimle dostum__
Mübarek Ramazan ayında,hazır büyük şeytanlar bağlanmışken birkaç şey söylemek ve sizinle paylaşmak istiyorum.
Yaşadığımız dünyayı, ülkeyi, şehri, mahalleyi, evi ve antolojiyi yaşanır bir yer yapmakta bizim elimizde, yaşanmaz bir cehenneme çevirmekte. Hangisini tercih etmemiz gerekiyorsa onu yapalım ve mertçe yapalım.Ben yaşanır bir yer olmasına taraftarım.
Baştan aşağıya kusur ve günah içinde yüzerken, başkalarının ayıpları ve eksikleri ile uğraşmak, birilerini rencide etmek ve ayıplarını meydana çıkarmak için akıl almaz tezgahların içine girmek neden? Nerede hz.Mevlâna’nın o unutulmaz sözü;
“BAŞKALARININ KUSURUNU ÖRTMEKTE GECE GİBİ OL/
OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL…”
Unutulmamalıdır ki, kim bir insanın kusurunu ve ayıbını kapatırsa, Allah da onun kıyamet günü bir kusurunu kapatır.
İçimizde nefis taşıyoruz..Ve beden ne kadar yaşlanırsa yaşlansın, nefsin ve arzularının asla yaşlanmadığını çok iyi biliyoruz. Kendi kusurlarımızı, eksiklerimizi de en iyi biz biliyoruz. Neden kendi eksiklerimizi düzeltme yoluna gitmeyiz de, başkalarının eksikleri üzerinde durmayı çok severiz. O birlerinin eksikliklerini meydana çıkarmak ve üzerine gitmemiz bizim eksiklerimizi kapatacak mı?
Mübarek ayların sonuncusu Ramazan ayındayız. Oruçlu olanlarımız var olmayanlarımız var. Bu; tercih, inanç ve şartlar çerçevesinde oluşan bir durumdur. Herkesin ferdi yapması gereken ibadetler kendi ile Rabbi arsındadır. Keşke herkes Allah’ın istediği gibi bir kul olabilse..
Ama insan faktörünün olduğu yerde eksikler, kusurlar ve yanlışlar hep olacaktır. En aza indirgemek, yön ve yol gösterici olmak bizim amacımız olmalı.
En büyük suçlardan birisi KUL HAKKI’dır..Kul hakkı, maddi ve manevi olabilmektedir.
Yani bir insanın parasını çalmak da kul hakkıdır, bir insanın çekiştirmekte..İftira en büyük kul haklarından biridir.Gıybet, zan(tahmini ve her halde lerle konuşmak) da kul hakkıdır.
Tövbe kapılarının sonuna kadar açık olduğu ve yüce yaratıcının bağışlamak için kullarından iste bir gayret beklerken bu güzel günleri boşa geçirmeden en güzel şekilde değerlendirerek af ve mafirete ulaşmaya gayret edelim.
Bu vesile ile, bütün insanların ve Antoloji camiasının hastalarına şifa, dertlilerine deva, borçlularına eda, bekarlarımıza ve dullarımıza hayırlı ve mutlu olabilecek bir eş nasip etmesini, evlilerimize de, yuvalarında eşleri ve çocukları ile bir ömür boyu sürecek mutluk ve sağlıklı bir hayat nasip etmesini yüce rabbimden diliyorum.
Selam ve sevgilerimi gönderiyor,şiirinizi tebrik ediyorum
TÜM YORUMLAR (4)