Sevmek ne ki...Can olmak bir cana ne ki...Dokunmadan, sarılamadan sımsıkı, omzuna yaslanıp ağlayamadan, birlikte yaşlanamadan sevmek ne ki...Bırakıp da gitmek bedeni, sevdayı öksüz bırakmak ne ki..Canımsın diyemeden gayri bir cana, yaşamak ne ki...Gelmeyeceğini, duymayacağını bile bile yaşamak ne ki...Duymayan kulağa şarkılar söyleyememek ne ki..
Kabardı yürek...coştu dalgalar...
Rüyalar da yetmedi duyguları coşturmaya...Dalıp gitti..Nerde, napar? Güneş ona da verir ışığını, rüzgar onu da savurur mu ben gibi? Sonsuz bir acı bu...Sonsuz...Bitmeyen, tükenmeyecek olan...ve bedenle toprağa sarılan...suskun bir acı...
Bu, sevmektir. Şu taş, sevemez ki...Şu cam hissedemez ki... Şu kumaş saramaz ki sevdayı...Olsun...Sevmek, hissetmekse, şu kelimeler de cansız. Sen olur bazen de gelir bir kumru gibi sığınır kalemime...can olur benimle..yar olur bana...Ses verir sana yüreğimden...
Duy beni ey sevilen...Duy ki anla,sevdan bende kalmıştır. Duy beni...ve bil ki erişilmez tek şey gönüldür. Gönül denen ummanda salın da gez ey yar boylu boyunca.
Serap Demirtürk
Kayıt Tarihi : 27.1.2006 09:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Böyle bir yüreği taşıyan insana saygılar hürmetler.
Mehmet Işıkoğlu
bilmek yettimi...
zulamızdaki can'a söyleşiler değilmi,
var eden fırtınaları...
ne yapardı tümceler,
olmasa onlar...
TÜM YORUMLAR (5)