Yıktım duvarlarımı bir bir.
Tuğlası kibir, harcı benlik olanı.
Soyundum sıfatlardan,
üzerime giydirilmiş ne kadar urba varsa,
ne kralım ne köle,
ne alimim ne cahil.
Bir "hiç" kapısında bekleyenim.
Aynaya baktım,
gördüğüm suret benim değil.
Yılların yonttuğu bir taş,
zamanın yazdığı bir ferman sadece.
Perdeyi araladım,
perdenin ardında ne sen varsın ne ben.
Biriz.
Aşk dedi meczup, yandım.
Ateş sandım, su imiş.
Yandıkça arındım,
duruldukça çoğaldım.
Her damlada bir okyanus gördüm,
her zerrede bütün bir kâinat.
Bir ceylanın ürkek bakışında gördüm Seni,
toprağa düşen tohumun çatlayan sabrında,
fırından yeni çıkmış ekmeğin buğusunda,
ve günahkar dediklerinin gözündeki pişmanlık damlasında.
Yol sendin, yolcu sen, menzil sen.
Artık secde ettiğim Kâbe,
bir taştan ibaret değil,
aşk ile bakan her cân gözüdür.
Adım yok, sanım yok.
Ben, sende bir damla,
Sen, bende bir umman.
Sustum.
Kâinat konuşmaya başladı...
Hasan Belek
17 08 2025
Akçay
Kayıt Tarihi : 17.8.2025 18:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
saygılar
Saygılar sunarım
Kutluyorum
Şiiri ve şairi kutluyorum.
Saygılar sunarım
TÜM YORUMLAR (5)