Kara-kırık düşlerimden
kaldırıp uyardığında
güneş beni
koşacağım sana
kucaklamaya
üstümde
Bahar
doksan dokuz ton yeşil
pırpırıyla bir balıkçı
cıvıldaşan kumrular: ÇİFT
Gök mavi
Kutupta
kar altında
en aydınlık günümde
gördüm seni
ve sende sevgiyi.
Bir insan öldü Kendini savunacak tek silah
Yaşama açılmış kollarıydı
Bir insan öldü Bildiği tek yol
Silahlardan nefret yoluydu
Biri insan öldü kavgayı sürdürerek
Ölüme karşı unutuluşa karşı
Hiç bir şey verilmemiştir insana Ne gücü
Ne güçsüzlüğü ne de yüreği Ve kollarını
Açtığını sandığında bir haç gölgesidir gölgesi
Ve mutluluğa ulaştığını sandığında boğar onu
Acılı ve şaşırtıcı bir ayrılıktır yaşamı
Sevgi biter mi?
Başlangıçsız bir sonsuzluktan mı kalmadır yoksa?
Kanadı kırık bir kalp, ucu bucağı yok bir hayat,
nereden nereye gider evrile devrile?
Gün essin, ışıldasın;
Koca bir cangılın ortasında,
kavuşamayınca ellerine sevgilinin,
öksüz kaldı, kırıldı can.
Kırık bir kanatla uçulmaz ki deniz üz’re.
Acımasızdır yalnızlık, severken hele.
Hani bir kedi vardı duvarın üzerinde
Gelir sokulurdu yanımıza, sevgi arardı;
Hani doğulu delikanlı çay getirirdi
sen şekersiz içerdin, ben şaşardım.
Acıydı çay, hava temizdi
bir rüzgar eserdi akşamüstü güneyden
-Barışa gönlünü, demokrasiye yaşamını verebilmiş yiğitlere-
Kaygılar yayıldı geçen yıllara, boşa değildi;
Yürekler tasalarla küllendi, senin içindi.
Sevdayı unuttuk dağ başlarında, boşa değildi;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!