Baba müthiş doluyum
Zannetme ki öfkemden
Canımdan can kopmuştu
Sen göçerken alemden
Ben babamın oğluyum
Güzellikle iyiliğe
Ümitle iyimserliğe açılan
Tüm pencerelerim kapalı
İçerden bir yağmur seyrediyorum
Yağmurla gelen bir bulut ağır ve yoğun
Şimdi çocukluğum kadar özlediğim anlamda
Meltemlerin güç yetiremediği bir sahil
Bütün renkleri, ümitleri avucunda tutar
Aşksızlık ve korkuları değil
Burda ayrılık şarkıları bestelenmemiştir hiç
Aynı dua zincirinin halkasında toplanan
Kalabalık eridi eridi
Sen ve ben ikimiz
Sadece ikimiz kaldık ortada
Uhrevi şarkıların dualara yamanan bakireliği emretti
Yalnızdık ya soyunduk naçar
'Ben saramadım eller sarsın yarimi'
Islatma dudaklarımdaki bu şarkıyı
Bir kardelen müjdesiyle dolma gözlerime
Bu bir masal değildir bilirsin
Kaderler günden önce düşermiş
Alaca sabahlarda tan yerine
Sular akar mavice
Sular maviden
Anlarmısın
Maviye
Kuş gagasında tüter
Ölümlerdir. sancısı
Tevekküllerle dinen
Yüz sürünce toprağa
Dal budakla kök veren
Feryatlardır. kancası
Ilıman sabahlarda uyanır
Güneşe ağaca değin bir başka tüter
Tüter düşsel bir dekora boğar evreni
Uyanır bu herşey içimizden biri
Biri bu uyanışta güçlü ve yeni
Şayet varsa cebinde helalinden beş kuruş
Üstelik ağzın burnun sahradan farksız iken
Sokakta rast geldiğin yaşlı sefil adamdan
İhtiyacın olmadan sırf yaşına hürmeten
Bir ya da bir kaç paket mendil alabilmişsen
Bu davete icabet etme sevdiğim
Aşkımın ateşinden yanar ağlarsın
Gel bir otur yanıma sözüm var dersem
Kulak asma sen bana yoksa kanarsın
Var git koyul yoluna dönme sevdiğim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!