Cân bana bâr-ı girân olurdı cânân olmasa
Cân olurdı derd ü gam cismümde ger cân olmasa
Ârzû-yi halka-i Beyt-ül-harâm olsun harâm
Ger hayâl-i halka-i zülf-i perîşân olmasa
Cennet-i kûyında kalurdum ger olmasa rakîb
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Ahmet Paşa, 2. Muratın kazaskerlerinden Veliyüddin efendinin oğludur. 15. Yüzyılın önde gelen şairlerindendir. Özellikle Fatih Sultan Mehmet (Avni) ve 2. Bayezid (Adli) zamanında ününe kavuşmuş Edirnede doğmuş Bursa ölmüştür. Bursa Muradiye medresesinde müderrislik, Edirnede kadılık yapmış, Edirnede kadılık yaptığı sırada padişahın dikkatini çekerek nedimi ve hocası olmuştur. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet ile İstanbulun Fethine de katılmıştır ve vezirliğe kadar yükselmiştir. Daha sonraları padişahın nedimelerinden birine ilgi duyduğu şeklindeki söylentiler üzerine zindana atılmış daha sonra Kerem Kasidesini yazarak padişaha kendini affettiren Kendisinden sonraki bir çok şairin kendisini örnek aldığı Ahmet Paşa, şiirlerinde genellikle yukarıdaki gazelinde olduğu gibi ahenkli ve zarif bir dil kullanmıştır. Şairin tek eseri divanıdır.
Hikmet Çiftçi Kardeşim, nerdesin? Bu gazeli Türkçeye çevir der yeniden okuyayım. selam sizlere.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta