Hatırlıyorum;
Kalbimin çalışmayı bıraktığını
Seni ilk gördüğüm o büyülü anı
Ancak pek de uzun sürmedi anlamam bana yar olamayacağını
Başka bir beyefendiye sevdalandığını
Sokaktayım
Beş kuruş param yok cebimde
Vakit geçsin diye
Dolanıyorum sokaklarda
Şehrin ilk ve tek meydanına gidiyorum
Ayaklarım ister istemez götürüyor beni oraya
Unutmak istedim belki sadece
Hiçbir şeyi hatırlayamamak
Hepimiz istedik bunu en az bir kere
Fakat iyisi kalsın kötüsü gitsin değil
Nesi var nesi yoksa temelli gitsin
Öyle bir gitsin ki
Sonların yaşandığı şu dünyada
Bir ilk gibi doğdun günüme.
Ayın o karanlık atmosferine
Tıpatıp şu tan vaktimde,
Tekrar maviyi gösterdin bana.
Şimdi sana teşekkür etmem gerek?
Küçücük, minicik bir çocuk.
Fezâ’nın o uçsuz bucaksız zifiri karanlığında
Hiçbir şeyi olmayan ufacık bir çocuk.
Aciz mi aciz
Güçsüz mü güçsüz
Kimsesiz.
Korku sardı
İçimi.
Aşırı derecede
Dayanılmaz bir
Korku.
Geceleri uykularımı kaçırıyor.
Her gün olduğu gibi
Sevgisiz ve platonik bir güne başlıyorum.
Bu yıl 18. yıl oldu,
Bu artık
Benim rutinim oldu.
Bu aralar ilham
Terk-i perişân eyledi bu meczûp gönlümü.
Âciz kaldım.
Delicesine bağlı olduğum dizelerime
Hasret kaldım.
Bu aralar bana kızgın olmalılar
İnsanlardan iyilik göremiyorum
Sait Faik ne fena bir sanatçıdır
Bırakın verdiğim değerin karşılığını
Kötülüğünü görmesem yeter bana
Ben bir sanatçı mıyım?
Değer görmeyen benliğim
Bugün, bir kez daha anladım
Dünyanın ne kadar tuhaf
Kendimin ise
Bu tuhaflıkta ne büyük bir
Anomali olduğumu.
Hayatımdaki önemin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!