Camdan Yüzler:
O, bir zamanlar Güneş'ti. Hayatın her anını aydınlatan, içten gelen bir neşeydi. Ben, onun gölgesinde huzur bulan, varlığıyla tamamlanan Zemin’dim.
Her şey, o mevsimsiz akşamüstünde değişti. “Bir bahar akşamıydı, yalanın ilk tohumu...”
O anı net hatırlıyorum; kapıdan girdiğinde, yüzünde her zamanki gülümseme vardı ama gözleri, gözleri farklıydı. Sanki bakışlarının arkasına kilitlenmiş, söylenmemiş bir sır taşıyordu. İlk kez, o an, güven denen hissin avucumdan kayıp giden ince kumlar olduğunu anladım.
Sözler söyleniyordu, “Sözler baldan tatlı, ama özde bir kilit” misali. Ne kadar güzel konuşursa, ne kadar sevgisini anlatmaya çalışırsa, kalbimdeki o küçük alarm o kadar şiddetli çalıyordu. Artık her dokunuş, huzur değil, acı bir ihanetin gölgesini getiriyordu. Her iltifat, gerçeği saklayan bir cam yüz takmaktan başka bir şey değildi.
“Güven denen yapı, ne de çabuk eskirmiş...” O yapının temeli, artık çürüktü. Bir şüphe tohumu, koca bir ormana dönüşmüştü zihnimde. Artık her ayrılık, bir vedaydı. Giderken kapının arkasında bıraktığı boşluk, aldatılmanın soğuk fısıltılarıyla doluydu.
En zor kısım, dışarıdaki oyundu. İnsanların içinde, kol kola yürürken sergilediğimiz o mükemmel maskeli balo. Herkes bize bakıp imrenirken, ben içeride fırtınalar koparan o buzdan dağı taşıyordum. Gözlerinin derinliğinde, benimle konuşan kişi gitmiş, yerine benimle konuşmaya çalışan biri gelmişti.
“Eşikte bekleyen gölge, kimin sureti bilinmez.” O gölge, artık aramızdaki üçüncü kişiydi; ismini bilmediğim, yüzünü görmediğim ama varlığını her hücremde hissettiğim bir yabancı. O gölge, evimizin en loş köşesinde bile kendine yer bulmuştu.
Artık biliyorum ki, “Aldatılan kalp, bu yükü taşımaya yetinmez.” Sessizliğim bir çığlığa dönüştü, ama kimse duymadı. Çünkü her ikimiz de bu oyunda kalmayı seçtik. O, gerçeği söylemekten korktuğu için; ben, gerçeği duymaktan korktuğum için.
Ve işte sonu: “Bu camdan yüzler ardında, sahte bir dünya örülür.” En çok, kendimize yalan söyledik. O, sadık olduğu yalanına; ben ise, sevginin her şeye dayanacağı yalanına inandım. İki yabancı, aynı çatı altında, isimsiz bir yalnızlıkta boğulduk. . 01.09.2025
Zühre TürkeliKayıt Tarihi : 11.12.2025 03:15:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!