Çamaşır ipine dizilmiş hayaller
Her biri ıslak bir gözyaşı kadar ağır,
Sabun kokusu sinmiş pamuklu kumaşlar,
Rüzgârla sallanırken fısıldıyorlar
"Biz, terk edilmiş cümlelerin izleriyiz…"
Bazen ters yüz edilirler, içleri dışa
Utancın lekeleri, pişmanlığın gölgeleri.
Güneşte ağarırken soluk bedenleri,
Beyazlar, geçmişin kirini saklamaz;
Siyahlar ise karanlığı göğüsler sessizce.
Her mandal, bir kararın izidir:
Asılmışsa, direnmiştir;
Unutulmuşsa, rüzgâra yenilmiştir.
Akşam olunca toplanırlar usulca
Katlanmış anılar gibi kaldırılırlar dolaba.
Gecenin nemiyle şişen kumaşlar,
Yarın yine asılacakmış gibi bekler…
Oysa bilirler
Hayaller, kuruyunca küçülür,
Ama mandalın izi kalır hep ipte.
Ve bazı çamaşırlar hiç toplanmaz,
Bir gömlek kalır hep orada
Yaka kısmında solmuş bir isim,
Adı silinmiş bir sevdanın izi…
Bir çocuk fanilası, sararmış kol altı
Oyunda düşüp kanatmış dizlerini,
Bazı mandallar kırılır,
Rüzgâr ipi çözer tek tek
Hayal gibi, sahiplerini terk ederler.
Bir iz, bir gölge, bir yokluk hattı…
Ve unutulan her çamaşır,
Bir türkü gibi düşer geceye.
Bir tarafı kurumaz hiçbir zaman
Güneş görse bile, yüreği hep nemli.
Bir gün ip kopacak belki
Savrulan hayaller göğe karışacak.
Belki de aradığımız o boşlukta,
Mandalsız bir gömlek gibi uçan,
Islak bir mendildi geçmiş…
Çamaşırlar kurudu, ama yürek hâlâ nemli.
Kayıt Tarihi : 31.3.2025 21:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!