Çalınan Hayat Hikaye

Saadet Kılıçaslan
86

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Çalınan Hayat Hikaye

Ufacık bir çocukken,geleceğini nasıl elinden alındığını anlatırken gözlerinden akan yaşları saklamaya çalışan kadını dinlerken insanları böyle cehalete
sürüklüyorlar diye düşündüm.
o,zamanlar üç yaşında gazetelerin büyük harflerini heceleyerek, okumayı
başlamış.Dört yaşlarında tamamen sökmüş okumayı divanın altına girip öyle okurmuş bir sürü roman ve mizah dergileri okumuş.
En çok da Kemallettin Tuğcuyu okuyarak, ağlarmış.Duygusallık o yaşlarda başlamış onda,sanki başına gelecekleri biliyormuş gibi,okurken kitapları gözüne çok yaklaştırdığı için şaşı olmuş.Bir kaç kişi el ve ayaklarını tutarak limon sıkmışlar gözlerine düzelmiş sonra,bir sürü oyuncakları olduğu halde,
o yaşlarda kitapları tercih edermiş.
Bebeklerini öğrenci kendisi de öğretmen olur onlara okuma yazma öğretirmiş.
Oyunlarında bile öğretmen olma hayalleri kurarmış. Akşam olunca da; ezberlediği şiirleri eve toplanan komşulara okur kızılca bir alkış kopar yanakları kızarana kadar, öperlermiş.Okul yaşı geldiğinde annesi okula kayıt ettirip tekrar işe gittiği için ağabeyi kucağında götürmüş okula çünkü; bulutlarla korkuturmuş anneannesi o yüzden bulutların onu kaçırıp; gökyüzünde saklayacağını sanırmış.Ağabeyi kucağından indirip, kendi sınıfına yönelince, ağlayan çocukları görüp bayağı kormuş.
Kara tahtanın üzerinde asılı duran ATATÜRK'ün resmine takılmış gözleri,sanki ona bakıp evine hoş geldin dercesine gülümsüyor muş o sırada içeriye güler yüzlü biri, ona elini uzatmış kürsünün yanına götürüp,saçlarını yüzünü okşayarak ön sıralardan birine oturtmuş.
O an içinde bir sıcaklık hissetmiş,ve kendi hayalinde yol çizmiş bende öğretmen olacağım diye kendince ant içmiş.
Büyüyünce öğretmeninden alacağı bayrağı,gururla en yükseklere taşıyacak ve sevgisiyle hamuru yoğurup,geleceğe güvenle yetiştireceği yeni nesilleri hayal etmiş,zil çalana kadar.
BİR KIŞ SABAHI:
Üşüyerek okula gidip geldiği,sırada sınıfta titrediğini gören öğretmeni ertesi gün sınıfa,küçük bir valizle gelmiş.O an içine korku kaplamış öğretmenim ne olur bizi bırakmayın diye sarılmak için ayağa kalktığında öğretmeni çağırmış yanına valizi açıp içinden kırmızı bir palto çıkararak,paltoyu kendisine giydirince şaşkınlığı aratarak içini sevinç kaplamış.Çünkü hep bir kırmızı paltoya sahip olmak istermiş.
bu isteğini bir türlü söyleyemezmiş annesine,işten eve geldiğinde annesi ablalarını ağabeyini ve kendini her akşam sıra dayağına çekermiş.
annesi gelmeden ya uyur yada uyur numarası yaparak,dayak yemekten öyle kurtarırmış kendisini,bazende dayaktan nasibi alırmış.Onun için bir türlü kırmızı palto istediğini, söyleyemezmiş.
İstese bilirmiş dayak yiyeceğini,sevinçten öğretmeninin ellerini öpmüş birazda utanarak,göz pınarlarından akan yaşları silerek yerine oturmuş.
OKUL HAYATININ BİTİŞİ:
Üç sene okul hayatının ardından,ortanca ablası şizofren hastası olmuş,dördüncü sınıfa başlayalı bir ay kadar olmuş ve annesi bir gün,annesi eve erken gelmiş ve kendisine,demiş ki bir daha okula gitmeyeceksin ablana sen bakacaksın ben çalışmak zorundayım.Bu kelimeyi duyunca başından aşağı kaynar suların boşaldığını hissetmiş.Göz pınarlarına yaşlar dolmuş.
Neden ben kurban seçildim acaba diye düşünmüş,cevap da bulamamış kendi sorusuna, bu arada okula gidememiş aradan seneler geçtiği halde,o güler yüzlü öğretmenini,nede o okşayan sıcak eli unutmuş.
Eski sandığın içinde, öğretmeninin verdiği kırmızı palto,çarpım tablosu olan cetvel bir de fareli köyün kavalcısı adlı hikaye kitabı okuldan kalan tek hatırları okul hayatını böyle bitirmişler.
Artık karşımda geleceği çalınmış bir kadın hikayesini bitirdikten sonra;
hayatımın en acı sorusunu soruyordu bana hayatı, geleceği nasıl? Avuçlarımda tutacağım.onu teselli edecek kelime bulamadım.
Elinden çalınmış geleceği kim verecekti ona şimdi diye düşündüm.
Yanımdan ayrılırken.
Keşke dedim keşke, bunları hiç yaşamasaydı.Hıçkırıklar boğazıma takılı verdi.

Saadet Kılıçaslan
Kayıt Tarihi : 7.12.2012 17:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Sayın yürek dostlarım çalınan hayat benim hayatımdan bir parçadır. Şimdi ben soruyorum sizlere benden çaldıkları, hayatımı nasıl geri alacağım. Artık çok geç biliyorum her satırında göz yaşlarımla yazdığım bu hikayemde kusurlarım varsa ki vardır anlayışla karşılayacağınızı biliyorum saygılar diliyorum.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Kemal Taştemur
    Kemal Taştemur

    okurken çok etkilendim.böylesi bir yaşam içinde zorlukları büyüklerin bize dayatması,gelecek hayatımızı etkilemeleri son derece kabul edilmez ama,küçükken yapacağımız başka seçeneği olmayan minik bir kızın çektiği acılar dolu bir hayat.unutulmaz o yaşantılar.belleğimizde derin bir izde olsa hayat devam ediyor malesef.kutlarım.yaşam öykünüzü geliştirerek,kişileri ekleyerek geliştirip bir öykü haline getire bilirsiniz.bu güç bu kuvvet sizde mevcut olduğunu ,satırlarınız arasında his ettim.yazınızı kutlarım diyeceğim ama böylesi bir hayatta iz olunca yalnızca gönülden his yazmaya devam et diye bilirim saadet hanım.saygılar.

    Cevap Yaz
  • Asuman Saya
    Asuman Saya

    bizlerle paylastiginiz bu Hayat hikayesinden sizin ne Kadar kuvvetli bir yürege sahip oldugunuzu görüyorum,Af edin sizi üzmüs olan herseyi,su anda varsaniz eger, kendinize yeni bir firsat tanima Hakki size verilmis demektir,sevgilerimle..

    Cevap Yaz
  • Zülfikar Karakoç
    Zülfikar Karakoç

    Cana ve yüreğe özgü yaşamsal duyguların hayattan yana umut edilen güzellikleri getirmesyişinin acı acı söze dökülüşü.
    Hiç bir kulun o sözü o keşkeyi yaşamak istemeyişi ama onunla bir hayat sürdürmesi. Okurken beterin beteri var deyip bana haline şükret dedirtiren bir yazımsallık. Dost yüreğine sağlık diyorum.... Yürekten kutluyor saygı ve sevgi,lerimi sunuyorum.... +10 tam puan

    Cevap Yaz
  • Talat Semiz
    Talat Semiz

    Hayret, ibret ve dehşetle okudum!

    Kuzenim Tandoğan Uysal İsveç'in başkenti Oslo'da CNN muhabiri olarak uzun yıllardan beri ikamet ediyor. Orada ilk okul birinci sınıftan ünüversite son sınıfa kadar eğiti devlete ait. Aile çocuğun eğitimi için beş kuruş ödemiyor. Sağlık hizmetinin tümünü devlet karşılıyor. Ulaşım hizmeti devlete ait. Televizyon, telefon, internet, su, elektrik ve konutun ısınma giderlerinin tümü devlete ait. Bizde palavra atanlar, bir gecede sarmaş dolaş kendi maaşlarına zam yapmak için bir araya geliyorlar, ama halkın arasına girerek insanımızın hangi koşullar altında yaşadığını görmek istemiyorlar. Çünkü işlerine gelmiyor!!!

    Değerli Saadet Kılçaslan Hanım,
    Bizim ülkemiz İsveçten çok daha büyük ve çok daha zengindir. Ama varlığımız topluma eşit ve adaletlice bölüşülmüyor. Siz yoksulluğa kurban olmuşsunuz. Babanızdan hiç söz etmemişsiniz. Nedenini bilemiyorum! Yazınızı dikkatle okuduğumu belirtmiştim. Bu bir öykü olarak kalsın. Sizler yine yaşam öykünüzü yazmaya devam edin, ama onları bir roman olarak düşünmeyin. Çünkü romanın tekniği ve uygulaması oldukça büyük teknik bilgi gerektirir. Kısa öyküler olarak yayınlanmasında daha çok yarar ver ve daha çok etkili olacaktır. İçtenlikle kutluyorum...+..+

    Cevap Yaz
  • İsmail Mercan
    İsmail Mercan

    hocam anlamlı bir hikaye okudum. kaleminize ve yüreğinize sağlık. sevgiler..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (15)

Saadet Kılıçaslan