Çalar Saat Şiiri - Yusuf Gökbakan 2

ÇALAR SAAT
Hangi meçhul seyyareden (gezegenden)
Işınlanırsın düşlerime, söyle;
Her gece, her gece!
Kaç boyutlu tüllenmektesin gözümde,
Zincirleme debdebe;
Hep böyle, hep böyle!
Sızarsın sinsice,
Çatlak bir düşten;
Seni kurgularım git gide,
Kurarım gözlerimi düşleniş saatine,
Nakış nakışsın ki özümde öyle;
İnce, ipince!

Tezcanlı yönelişim var ya hani sana,
Hani gerçeküstü, capcanlı…
Genlerime işlenir durur böylece,
Gözlerinden aldığım gökkuşağı.
Ne muhteşem,
Nasıl da güzel şeymiş öteye geçmek,
Serpintili kırağı.
Ütopik sevmek,
Deli dolu, delicesine!

Toplandıkça böyle sende tüm iklimler,
Ve olanca ışığı yıldızların.
Canı cehenneme bundan gayrı,
Yalan dolan mutlulukların.
Bir fincan sun bakışlarından, aykırı.
Birkaç dize damlatayım dudaklarına;
Aklım da,
Aklın da gitsin başımdan;
Uçuk kaçık, uçarı!
YUSUF GÖKBAKAN