çal kemancı
bu dünya kimsesizler gömütlüğü, kocaman bir zindan
dışarıda aç puştlar-kara başlar, içeride kim kimi taşlar?
güneşi yutan deniz-gökyüzü nur-mor ufukta dans başlar
şafakta öten göçmen kuşlar, yitik zamanda bulutları taşlar
şiire akan ırmak kızılı güneş, suda arınan kibele ana, süslendi
ağma göze inat; su perisi, anadolu güzeli, toprak ana seslendi
özgürlüğe kaçıp, ışık gölgesi ardında, uygun adımla yürüyordu
büyük düşmandan, korkudan kaçmak, iç çekerek atılan nara sarkaç
kuzey yıldızı dostundu, zincirleri, pranganı kır, kaç kaç, kaç evlat kaç
‘ya özgürlük, ya ölüm’ seç; uç, ütopyana kucak aç-umuda kanat saç
dayan can, dayan, parlayan nuru-ışığı gör, kaybolan kendini ara, taç
bu acı-bu hasret bitecek-ben sana muhtaç, herkes yitik sevgiye aç
derinden ve yerinden gelen, o kutsal sesi okuyan
kınalı eli kirkit ritminde kilim dokuyan, sürmeli yardı
o başkent baharında-damda-ulucanlar şafağı buhardı
kırık kalem gönül evi açkısı-son acı çığlık-yeri göğü sardı
tabuta çakılan dört çivi çarmıh, dar ağacı-yağlı urgan dardı
o ümük sıkardı, vay! isa, pir sultan, nesimi ve sırada üç fidan
kutsal kavga isyandı, kızıl tan nardı, o fırtınayı körükleyen hardı
gözyaşı sevi tarlasını sulardı, o şarkıda tek nefeslik ömür yaşardı
bahardı, nardı, hardı, dardı, sardı, sevda özgürlüktü, vicdandı-ardı
cennet-pelerin-kefen, o lavanta kokulu tire moru
ey aşk! sen bizi, kara beladan, şu cehaletten koru
kayan yıldız yeli, yağız atlı süvari seli-şiir alayı neferi
bereketli başağın özü-ata tohumdu, o tabutta ilk soru
sözü harmandı, gözü ummandı, tözü ulucandı, kanayan mamak isyandı
sanat-hayat bizi sınıyor-eritiyor-eğitiyordu, kutsal kibele dudak izi mordu
kör şeytan kadıya sıratı sordu; çal kemancı-öte yakadan rodrigo geliyordu.
dursun özden
Dursun Özden 3Kayıt Tarihi : 2.9.2025 01:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tabuta çakılan dört çivi...
TÜM YORUMLAR (1)