Gecenin sabaha en uzak dakikasında
Oturursun ağaçtan bir iskemleye
Yanı başında ud, kanun, klarnet
Kulağında bir hicaz taksim...
Danışırsın durumu bir büyüğe
Başlar dökmeye içindeki berraklığı
O döktükçe anlarsın ya da anladığını sanırsın
Diline dökülmeyen sancını...
Derken bir dost
Kendini ülkenin sahibi sanan gibi değil de
Samimice çalar gönül kapını...
Hiç konuşmadan bakar gözlerine
Sonra el eder garsona
Bir türlü çelişkilerinden kurtulup
Söylemeyi akıl edemediğin
Bir kâse pilaki söyler...
Susar
Tekrar bakar gözlerine
Bekler anlatasın diye
Huzurunu kaçıranı...
Hiçbir şey söylemeden
Düşünürsün
Seçemezsin gözlerini...
Tekrar tekrar bırakıp başladığın
Tütün kağıdının dumanından
Sen de susarsın...
Tam o sırada ustanın sözlerini yineler
Kanuni...
Udu, klarneti bastırarak
"Siz benim neden içtiğimi nereden bileceksiniz" der
Gece özetlenir
Kahveler yudumlanır
Ve yine...
Düşler aydınlatır sabahı
Gecenin hasretiyle...
Kayıt Tarihi : 25.11.2015 14:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Emre Yurttakalın](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/11/25/cal-kapimi-5.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)