** Gece.
garson, bana önce temiz bir kağıt ver,
üzerini doldurabilmek için de yeterince vakit
ve biraz sarhoşluk, yanında unutkanlık olsun
getirebilirsen eğer sevdiğimin sesini de getir
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
kutluyorum hocam, deniz gibi sözleriniz
işte ne oluyorsa düşlerin uykuya daldığı gecede, bu çakıl taşlarından oluyor
her biri ayaklarımdan beynime doğru, tarifsiz ve ölümcül sancılar olup akıyor
tufanın dalgaları altında nefessiz ve yer yarıkları içinde çaresiz kalmış gibi
ölümün attığı imzayı izliyorum, tahliye işlemi başlarken bütün kayıtlarımdan
çağırsam gelmez güneşin doğduğu yönden ama
arkada kalan gözlerimin haberi yok ki nasıl kapanacağından.
/çok yoruldum, uykum gelmedi ama, nedense bir uyuşukluk var üstümde/
sonrası bütün karanlıkların şimdiki zaman hali, seninle kalıyor yıldızlarım
ama alın yazımın değişmezliği gibi, yanımdan hiç ayrılmıyor korkularım
bir kır çiçeğinin yağmurlarının kuruduğu saatlerdir boynunun büküldüğü
yani canımın içi ilk gün baharlarına kış düşer ve don vurur ya tomurcukları
her şeyden uzak ısınmaya çalışıyorum ama
önlenemiyor işte her kürekte içimin biraz daha buz tutması.
/ben kalkıp gitsem canımın içi, korkmazsın değil mi tek başına yürümekten/
Gecenin sonu.
Ellerinin saçımda dolaştığını hissediyor ve gözlerimi açıyorum, gözlerini görüyorum, gülümsüyorsun. Ben de gülümsüyorum. Masamızın üstünde sadece beyaz bir kağıt var, başka hiçbir şey yok. Soruyorum bakışlarımla. Garson temizledi az önce diyorsun. Hesap…, ben ödedim tamam diyorsun. Haydi kalkalım o zaman. Ama dur bir dakika… Cebimden sabit kalemimi çıkarıyorum ve masadaki beyaz kağıdın üzerine ‘seni çok seviyorum canımın içi’ diye yazıyorum. Özenle katlıyor ve sana veriyorum. Alıp göğsüne bastırıyorsun. Kalkıyoruz, koluma giriyorsun… Hava bugünkü gibi. Ayakkabılarımızı çıkarıp elimize alıyor ve ‘başını omzuma en güzel yaslayan kadınla’ beraber adımlarımızı birbirimize uydurmaya ve yol üstüne serpiştirilmiş çakıl taşlarına basmamaya çalışarak yürüyoruz……..
Bu film de gülümseme ve bolca gözyaşı var....
Yüreğinize sağlık...Saygımla...
garson, bana önce temiz bir kağıt ver,
üzerini doldurabilmek için de yeterince vakit
ve biraz sarhoşluk, yanında unutkanlık olsun
getirebilirsen eğer sevdiğimin sesini de getir
sonra uzaklaş ve git
Tek kelimeyle harika!!!
Defalarca, ard-arda
ve her seferinde
tarifsiz keyif alarak okudum,
kutluyorum Cevat bey,
tüm samimiyetimle kutluyor,
mühabbetlerimle selamlıyorum...
düş ya da gerçek.ne farkeder ki!mükemmel bir öyküydü dizelerle anlatılan.beğeniyle okudum.özellikle betimlemeler süper...kutluyorum,sayın çeştepe.
Sevgili Çeştepe,
Yeni şiirli yazınızı doya doya okudum.Ben şiir de, nesir de desem; içerik renk dolu,hayal dolu.Okudukça insanı açık denizlere sürükleyen
düşsel zenginliklerle bezenmiş.Gönülden tebrik ediyorum...
Enver Özçağlayan
Gecenin sonu.
Ellerinin saçımda dolaştığını hissediyor ve gözlerimi açıyorum, gözlerini görüyorum, gülümsüyorsun. Ben de gülümsüyorum. Masamızın üstünde sadece beyaz bir kağıt var, başka hiçbir şey yok. Soruyorum bakışlarımla. Garson temizledi az önce diyorsun. Hesap…, ben ödedim tamam diyorsun. Haydi kalkalım o zaman. Ama dur bir dakika… Cebimden sabit kalemimi çıkarıyorum ve masadaki beyaz kağıdın üzerine ‘seni çok seviyorum canımın içi’ diye yazıyorum. Özenle katlıyor ve sana veriyorum. Alıp göğsüne bastırıyorsun. Kalkıyoruz, koluma giriyorsun… Hava bugünkü gibi. Ayakkabılarımızı çıkarıp elimize alıyor ve ‘başını omzuma en güzel yaslayan kadınla’ beraber adımlarımızı birbirimize uydurmaya ve yol üstüne serpiştirilmiş çakıl taşlarına basmamaya çalışarak yürüyoruz…
Gecenin öncesiyle, sonrasıyla, düşleriyle gerçekleriyle, yaşanmışlıkarı, yaşanamayıp yarım kalmışlıklarıyla , yani tümüyle çok güzeldi. Büyük bir beğeniyle okudum. Şiir miydi?...Bilmem, karar veremedim. Ama yazım türüne ister şiir densin ister nesir önemli mi?..Bu haliyle gerçekten çok güzeldi. Kutlarım yürekten.Esenlikler...
Naime ÖZEREN
yurumeli..dusler olmasa ustadim hele geceler. nasil böylesine guzel dussel dizeler olusurki olmaz degilmi olamaz duslere adimliyoruz gidebildigimiz kadar .yurumeli sairim yurumeli..nereyemi?isiga dogru...
Harika bir şiir.Kaleminize,emeğinize sağlık.
Tek kelimeyle muhteşem bir şiir. Kaleminiz daim olsun. Yüreğiniz susmasın .
düşler gecede başlar ve yol alır gerçekmiş gibi..bekleriz hep hayallerin gerçek olmasını o umutla yaşarız zaten...gelenler gidenler ve hala gelmeyenlerle doludur geceler..oysa sevdiği oldu mu insanın yanında deymeyin keyfine...
bazen renkli düşler kurarız bir gülümsemesi bir sesinin notası yeter bizi rahatlatmaya buna bile razı oluruz ..ve yine hayallerle örülü gece başlar..
yüreğiniz dert görmesin sayın Cevat ÇEŞTEPE...YİNE HARİKA..TEBRİKLER KUTLUYORUM
Bu şiir ile ilgili 105 tane yorum bulunmakta