Çakallar Ulutan Çılgın Issızlık

Adnan Durmaz
490

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Çakallar Ulutan Çılgın Issızlık

Çakallar Ulutan Çılgın Issızlık

yorgun bir ırgat gibi gün çömeldi dağlara
bulvarlar acıdı
elinde poyraz bir hançer
çakalları ulutan yalnızlık kaldı bozkırda

tekinsiz patikalardan
mağlup kentlerden yontulmuş yüzüm
şimdi yanında olsam..

bir yanım
mezarlıklara açılan bütün sokaklar..
yaralı birinin son sözleri..
asılanın haykırışı..
yıllardır ot bitmeyen yangın yerleri...
bir daha kavuşmayacak olanların bakışı..

bir yanım çığlık çığlığa kuş sesleriyle
her an bir yerlerde sürekli doğan hayat
gelip kapında dursam...

seni aradım sis basmış varoşlarda
puslu dağlarda
kaldırımlarda ölü düşler topladım
gecelerin en mecalsiz yerinde
seni aradım

kadınlar gördüm gülüşünde kırlangıçlar uçuşan
gözlerinde bakışı olmayan kadınlar gördüm
bakışında ışıkları sönmüş
öksüz kadınlar gördüm
aradım seni...

sınırları ömrümle çizilmiş değil
neyleyim
tüm zamanlar
yüreğimin yarıklarından akar
bir yanım gazel döker durmadan
döver kerpiç duvarını gecelerimin
fırtınalar-sağnaklar
neyleyim
yıldırımları çeken
bir belalı yürek var

bir yerlerim
“bütün meyhaneleridir İstanbul’un”
kadehler kırılır sabaha kadar
hüzzamdan cümle şarkılar
bir yerlerim ayrılıklar tarlası
göynük göynük yakan uzun havalar

serçeler çıldırır coşkudan
bir karınca türkü söyler ayışığında
bir yanım ki
tomurcuklar patlar
büyür de büyür yüreğimde durmadan
sevinç kelebeğinin konduğu dallar

elimi uzatsam yarın
uzansam dudakların

şimdi sonsuz denizlerde senin adana çıksam
gövdemde zından yorgunluğu
gülüşümde yaşanmamış düşlerin dargınlığı
yüzümde yenilgi kırgınlığı

mecrası önceden açılmış hayatlar
akarken gecenin karanlığında
çakalar ulutan çılgın ıssızlık
çöreklenmiş dağlarda
bir yanımın ellerine kelepçeler vurulmuş
asılır sehpalarda
bir yanım yenik düşmez
direnir kavgalarda
bir çılgın anka...
gelip kapına dursam

sırtımızda acıların kanlı gömleği
öfkelerde yana yana
uçurumlar düşe düşe
zulümle dövüşe dövüşe
kan ter içinde yaşadık

ben sana iklimim deyip sarıldım
kimliğim oldu düşün
nere gitsem
sana giden bir yolcuydum aslında
seninle ısınmak nedir
bilmezsin
karlı dağlarda
sen ki
mahpus damlarını ışıtan düşüm

her sevdanın bitişinde
yolum kimle ayrılmışsa
onun da sen olmayışına
yeniden
yenibaştan ölüşüm...

her ayrılıkta seni çoğaltmak
ve seni her hasretin içine katmak
bir sapkın umut
bir çılgın hülya

trenlerden inmedin
bekledim tüm istasyonlarda
binmedin vapurlara
yaşadığım hiçbir yere gelmedin
en yaralı yanım oldun
kanadın
yandım gitti her soluk da
bilmedin...

şimdi gelsem kapına
böyle yıkık
böyle yorgun
yaralı
gözlerimden tanır mısın

tut ki körpe şafak uykulardayım
bir yanım uykuda
bir yanım uyanık
uzanmışım gül pembesi buluta
zamandışı sonsuz yolculuktayım
tül yüzgeçli bir balığım
ışıktan okyanuslardayım
bir martıyım mavilerle sevişen
bir damlayım güllerin dalına düşen
bir yanım uyur
bir yanım uyanık

öyle uyursun da bir türkü nasıl uyursa
bir ağaç nasıl uyursa çiçekler aça aça
sevdalar nasıl uyursa
bir yanım düş
bir yanım umut
yanıbaşındayım
bir yanım uykuda
elimi uzatırım sana
yana yana
bir yanım uyanık
yokluğunun buz dalları gelir parmaklarıma

uyanırım
yalnızlığın dudakları dudaklarımda

şimdi neredesin bilsem
ahh yorgun sular gibi gelsem
ovalarına yayılsam
dinlensem

aah şimdi yanına gelsem...

29.10.2001 22:38

adnan durmaz

Adnan Durmaz
Kayıt Tarihi : 20.2.2008 04:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Adnan Durmaz