Çakallar indiği zaman bir köye,
Sobaların başında,
Nineler masal anlatıyordu torunlarına,
Onları avutmak için.
Küçücük bir tenceredeki,
Üç beş lokma yemeği,
Beş on kişi kaşıklıyordu...
Çakallar indiği zaman bir köye,
İdealist bir öğretmen,
Bir köy okulunun sınıfında,
İnsan olmanın,
Erdemlerini anlatıyordu çocuklara...
''Dağlardaki çakallar yeter bize,
Şehirlerdeki insan kılığındaki çakallardan,
Uzak durun diyorum''size...
Çakallar indiği zaman bir köye,
Köy odasında saz çalınıyordu.
Yollar kardan kapalı diye,
Baştakilere sövülüp sayılıyordu.
Hükümet yanlıları,
Müzmin muhaliflere alınıyordu...
Çakallar indiği zaman bir köye,
Bazlama yapmak için,
Yufka açıyordu başı yaşmaklı analar,
Huzursuz oluyordu,
Horozlar,tavuklar ve danalar...
Çakallar indiği zaman bir köye,
Karsa,kışsa,kıyametse hele,
İsyan ediyorsa insan,
Burayamı geldik gele gele,
Gidelim çakalların inmediği bir köye,
Diyorsa insanlar...
Karşı durmak lazım;
Saldırmasınlar ne insanlara,ne tavuklarla ineklere...
Kayıt Tarihi : 12.6.2017 17:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!