Leşim Söze Çıktı Gurbet
Ana yurdum baba yurdum
Düşümüze çıktı gurbet
Ona sordum buna sordum
Başımıza çıktı gurbet
Acı biber közleme
Dürüm olur gözleme
İçip yeşil gözlerden
Düz yolda tökezleme
Patlıcandan söğürme
Dünya pazar yeridir
Dolaştım adım-adım
Dünya nazar yeridir
Görülmem garip adım
Her ne varsa satılık
Bakar oldum yar yoluna
Gelmeyince bitmez gurbet
Döker oldum yaş halime
Gülmeyince bitmez gurbet
****
Kavuşup da sarmadıkça
Öksüzlük türküsü söyleyen akşamlar
Söylesene
Yoksa sen de mi biliyorsun?
Gündüzlerin,akaşama kadar
Hain
Doğum günü
Dokuz aylık saltanatlık geçince
Yere düştük terk edince loşunu
Sülük gibi ak sütünden içince
Naza döktük bark edince döşünü
Doğum anın ne güzel
Hayata geliş günün
Kutlu canın ne özel
Şada güldüğün olsun
Çoğum azım hediyem
Duası gülüşünün
Ben böyle bilmezdim sevgi saygıyı
Savurdu ömrümü yele döndürdü
İçime doldurdu bunca kaygıyı
Yoldurdu saçımı kele döndürdü
Ben böyle bilmezdim gurbet elleri
Çiçekler topraklara...
Topraklar yağmurlara...
Yağmurlar rüzgarlara esir..!
Bir de böcek var:
Kara mı kara..
kuru mu kuru...
Ey gönül bahçeme süzülüp konan nazlı kuş
Gel kendi rızan ile dalımda yuva kur
Ben seni üzmem
Ben seni ezmem
Dahası
Tutup bir kafese de dizmem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!