Çağrı Kayalıdere Şiirleri - Şair Çağrı K ...

0

TAKİPÇİ

Çağrı Kayalıdere

Yelkovan akrebi akrep yelkovanı kovalıyordu

Zaman ise su gibi akıp geçiyordu

Gözüm yolda kulağım seste

Devamını Oku
Çağrı Kayalıdere

İnsanlar yalnız yaşamını sürdürmek isterlerken bazı zamanlarda farkında olmadan kendi dostlarının ne olduğunu kim olduğunu görebilirler.
Tabikide bunu anlamak biraz zor olsa gerek.Ben kendi adıma sorduğumda bu soruyu insanın en iyi dostu kimdir? Diye direk hiç şüphesiz önce kendimdir derim.Evet yalnış duymadınız.İnsanın en iyi dostu kendisidir.Bunu da şöle bi düşünelim ve açıklayalım.İnsan yalnız kalınca bazı zamanlarda bu zamanlar sıkıntılı zamanlar diyebiliriz kısaca. O zamanlarda kendisiyle barışık olmayı öğrenir. Bu nasıl olur diye sorunuzu duyar gibiyim.Bende şöle güzel ve gayet mantıklı güzel bi şekilde açıklayabilirim sizlere.İnsan yalnız kaldığı zamanlarda içinde kapandığında veya onca kalabalık alanlarda zamanlarda yalnız kaldığını hissettiği zaman benim dediğimi anlayabilir ne demek istediğimi.Ama birde şöle birşeyde vardır.Şimdiki diceklerim kişisel dostluklar.Bu soruyu kime sorarsak farklı cevaplar alabiliriz.Şimdiden evet benim en iyi dostum eşim,kitap,köpek veya peluş cansız olan bi nesne vs. olarak devam eder.İnsanın en iyi dostu kimdir? sorusuda geniş kapsamlı ve evrensel bi kavramdır.Kişi veya kişilere göre çok değişken veya birden fazladır.Halbu ki kendisini sevmeyen kendisiyle barışık olmayan insanlar en iyi dostunun öncelik sırasında kendisinin olduğunu göremez ve anlayamazlar.Şu güne baktığımızda bile erkek gözünden veya bi bayan gözünden baya bi çeşitli cevaplar hissettiğimi söyleyebilirim.Çok nadirdir ve azdır kendisinin en iyi dostu olduğunu anlayan bilen insan sayısı.Bu da benim açımdan üzücü bi bi gerçektir.Ve direk şuan içimden ilk hissttiğim cümleyi söylemk istiyorum.Bi insan kendisini sevmemesi kendi kendinin dostu olmaması için bi sebep varmıdır şu hayatta acaba? Ardından da evet diyesim geliyor.Yaşadıklarımız ve yaşanan tüm olumsuz negatif bizim için kötü olan şeyler diyebilirim.Aslında evet bende kendimi sevmiyordum kendimin dostu olmuyordum önceleri.Peki neydi beni böle değiştiren neydi bu ufkumu gözümü açan şey diye kendime soruyorum? Beni böle olumlu güzel şeyler düşünerek yazdıran şeyler neydi acaba?
Hemen söyleyim sevgi.Ne sevgisi bu peki? Öncelikle yaradana olan ilahi sevgisi sonra kendime olan sevgim ve sonrada aileme olan karşı sevgim.Bunuda şöle bi açıklığa kavuşturalım ALLAH a olan sevgim beni yartması dünyaya gelişime olan katkısı kendime olan sevgim iyi ki dünyaya gelmişim var olan tüm güzellikleri bölelikle görebiliyorum.Aileme olan sevgim öncelik anneme olan sevgim beni dünya ya gelmeme katkısı olduğu için yani beni doğurduğu için.Anladınız mı beni şimdi? Çok zor değildir beni anlamak bu yazıları okuduktan sonra beş dakika olsun kendinizi düşündünüzde sizde benim gibi bir çok şeyin farkına varıcaksınız.Evet bi gerçek var dünyada savaşlar kavgalar dövüşler yersiz olan şeyler kalp kırmalar bunlar yersiz.Eğer yaradan bize böle birşey verdiyse bi imkan dünyanın türkiyenin nimetlerinden faydalanmamız gibi bu imkanı şansı iyi değerlendirmeliyiz bence.Zaten bu tüm yazdıklarım benim kendi kişisel sözlerim düşüncelerim.Tabikide dostluk sırasında bi kitap bi köpek bi sevgili bi eş olabilir ama bence öncelikle insan hayat yaşam sıralaması yapması gerekirse öncelik sırlamasında yani birinci sıraya kendisini koymalı.Sizleri seviyorum.

Devamını Oku
Çağrı Kayalıdere

Oturdum ağacın dibine bi elimde sigara bi elimde kahve
Kucağımda da laptop vardı etrafı dinliyordum bi yandan
Bi yandan da yazı yazıyordum birde çevreyi gözetliyordum
Heryer cıvıl cıvıl dı

Sevgililer geçiyordu el ele kol kola birde aileler geçiyordu

Devamını Oku
Çağrı Kayalıdere

Buda demek oluyor ki insanın ruhundaki müziğin etkisi flimin dizinin bile bi etkisi oluyor.Şu son zamanlarda kendi yaşıtlarımı örnek vermek gerekirse yani yeni nesil diye tabir edebilceğimiz insanlar biz gençler çaok çabuk izlediğimiz flimden,diziden ve dinlediğimiz müzikten etkilenebiliyoruz.Bu da biraz insanın hayal gücünün geniş olmasından kaynaklanıyor.Çünkü hayal gücü geniş olmayan bi insan dinlediği müzikten izlediği diziden flimden etkilenip kendisi başka alemlere götürmez düşünce gücüyle.Gördüğümüz gibi deminki hayal perestlik şimdi düşünce gücü olarak karşımıza çıkıverdi.
Peki bunu nasıl öneleyebiliriz diye sorar iseniz bunu önlemek engellemek imkansız gibi birşey.Bu çünkü dışardan bi gözle baktığımızda bi yeni nesilde yok yediden yetmişe tüm insanlarda var.Her insanı anlatan hoşuna giden kendisini anlattığını düşündüğübi müzik türü hatta flim ve dizi bile vardır.Ben açık sölemek gerekirse AŞK VE CEZA dizisinin benim hayatıma yakın yaşantıların görsel olarak yansıttıklarını düşünüyorum.Ve bunun yanı sıra TÖVBELER TÖVBESİ diziside bi zamanlar sevdiğime inandığımı düşündüğümü bi insanı hattırlattığını düşünüp o dizi başladığında televizyona kitlendiğimi hatırlıyorum.Evet gerçekten söylüyorum.Çünkü gerçekten hayatı dolu dolu anlamak için yaşamaya çalışan insan kendisini önce eleştirir kendisinden yola çıkar ve etrafı gözlemliyerek yazılar yazıp eleştirirler.Ama hal böle iken insanlar eleştirme konusunda biraz dozaşı kaçırabiliyorlar.Kendilerine bakıp izlemeden kendisini değil karşı tarafını inceleyip eksiklerini yüzüne acımadan çarparcasına söyleyebiliyor.Bu da olayın farklı bi tarafı farklı bi bakış açısı.Ama ben derimki bi insan acı söyleyerek yani sert tatlı sert diye hitaplarla eleştirmeler gerçekleri yüzüne söyleyebiliyorsa öncelikle kendindeki eksikleri görmüş olması lazımki karşı tarafa eleştirme hakkının olduğunu düşüne biliyor ki buda bi gerçektir.Örneğin ben bunu yazarken kendi eksiklerimi biliyorum ve bi insanı eleştirebilme demeyimde bazı konularda eksiklerini söyleyebilirim.Buda biraz zeka dn ziyada akılla alakalı birşeydir.Ama önemli olan ben kendi açımdan sölemek istiyorum bunu ben her kalıba girebilirim.Yani empatyi gayet iyi yaptığımı düşünebildiğimi düşünüyorum.Peki sizce ben empaty kurabiliyormuyum?

Devamını Oku
Çağrı Kayalıdere

evet yine korktuğum aklıma geldi

şaşırma her zamanki soru geldi

acaba olmaz mı yapamaz mıyım sevemez miyim diye aklıma geldi

Devamını Oku
Çağrı Kayalıdere

her iş elimden geliyor artık dimdik ayakta durabiliyor bu beden
ağlamadan sızlamadan uyanabiliyorum sabahları
geceleride kafayı koyar koymaz huzur içinde yatabiliyor bu beden
sebebi çok garip belkide anlayamıyacağın

ama illede merak ediyosan nedir neden dir formülü varmıdır diye

Devamını Oku
Çağrı Kayalıdere

Toprak kokusu o eşsiz güzelliği ve buday rengindeki o tenin
Siyah üzüm kadar iri ve o güzel derin bakışların
Sırma gibi saçlarınla ahenk içinde ki o güzelliğinle
Beni başka diyarlara götürmüştün

Hatırladın mı sende beni yoksa unuttun mu

Devamını Oku
Çağrı Kayalıdere

Ne kadar güzel bişey değilmi aşık olmak sevmek sevilmek.Düşünsenize bi akşam yemeği başbaşa mum ışığıyla donatılmış bi masa.Hoş olmaz mı sizcede?
Hele birde sevgiliniz yanında ise.Bide bunun yanına bi şampanya ekledik mi tam olur.İşte o zaman aşkın gizemli boyutuna girmiş görmüş olursunuz.Sevginin, duygusallığın ve romantizmin doruklarda olduğu o ana ulaştığınız da çok güzel hoş bi ortam olmuş olmaz mı? Tabiki de bu ortamı fazla göremiyor olabiliriz.Ama herşey bizim elimizde.Sevdiğiniz kişiye sevdiğini göstermek belli etmek onu mutlu etmek çok zor bişey değildir.Ve maliyet bakımından da çok pahalı bi kutlama değildir.Gerekli olan şey iki kırmızı mum bi şampanya ve bir mekan.Bu mekan isterseniz bi evde olabilir.Tabiki de böle bi durumlarda en güzel eşlik edicek şey romantik hoş bir müzik kulağı okşayacak.Gecenin belkide damgasını vuranlar arasında müzikte olabilir.
Bunları yapmak sizce zor bişey mi? Yada kimseyi mutlu etmez mi? Daha doğrusu böle bi ortamdan kim mutlu olmaz ki? Böle ortamları aslında senede bir kerede olsa yapmalıyız.Çünkü aşkın büyülü gücü bu tarz ortamlarda yaşar ve büyür öyle değilmi.Düşünün ve hayal edin şimdi böle bi ortamı gözlerinizi kapatıp.Ne kadar hoş bi ambians iki tarafın açısından hem bayan hemde erkek için.Sevgiyi de güçlendirir böle durumlar ve yıkık olan yarım kalan yerleride tamir eder.Ve güçlendirir insanları sevgininde ayaklarını yere tam basmasını sağlar.Ama buna yani bu ambiansa bu büyüye değer vermek lazım karşılıklı olarak.Yoksa tek taraflı olursa hiç bişeyin anlamı kalmaz.Bunu da yapmak için kalben inanmak lazımdır yoksa yüzeysel olursa mutluluk hazmına ulaşamayız.Mutsuz mutsuz da bişey yapılmaz öle değil mi?
Sırf insanı mutlu etmek içinde böle bişey yapılmaz.Yani tek taraflı birşey olmaz.Buda biraz bencillik kavramına girmiş olur.Bencilliğin olduğu yerde de sevgi yaşamaz yaşayamaz.Yaşasada uzun ömürlü olmaz ilişki.Anladığınız üzere ilişkinin ömrünü uzatmanın yolu mum ışığı büyülü bi yemekten kutlamadan geçiyor.
Bunların hepside bizlere bağlı dostlar.

Devamını Oku
Çağrı Kayalıdere

Ne oldu bize, ne oldu ilişkimize söle canım ne oldu? Ne oldu sana bana ve ben niçin bu düşüncelerimi böle yazıya döküyorum.O 14 haziran 2007 yılından bu yana ne değişti.Hatırlıyor musun sende bu tarihi bi yerlerden? Çok mu soru sordum tamam ben cevaplayayım birazını.14.06.2007 yılında başlamıştık senle bi ilişkiye.Ve çok güzeldi mutlu olduğunu beni sevdiğini ve hep seveceğini söylüyodun.Şimdi onlar yalan mı oldu? Neden yoksun şuan yanımda neden ayrıldık senle biz.Hata mı vardı ortada yoksa birbirimizi sevdik dememiz mi hataydı.Ayrılmayı çok istiyordun mutlu musun peki şimdi? Bu dünyaya kimler gelmiş geçmiş biliyor musun? Hiç kimsede giderken yanında birşeyler götürmemişler.Dünya da kimseye kalmamış be güzelim.Sen beni kandırdın hep saf duru temiz hayallerimi kandırdın kirlettin beni kötü düşüncelerinle duygularımı yıkmakla beni düşüncelerinle hareketlerinle aldattın.Farkında mısın peki bununda? Aldatmak demek sadece birini başkasıyla aldatmak değildir.Yani aladatma sadece insanla olmuyor be güzelim.Düşünceylede hayalleri yıkmaklada oluyor.Peki bu yaptığın yanına kar mı kalıcağını sanıyorsun? Bence yanılıyosun.Sen benim mutluluğumu yıktın sağlımı mahvettin.Bunun bedeli ne olcak karşılığı ne olcak hiç düşündün mü? Düşünmedin deme.Sen düşünceli bi insan olsaydın şuan bunları bana yazdırtmazdın.Sırf bana kötü bişeyler olmadı sende kötü olmuşundur belki bunu ben bilemiyorum.Ama kötü olan üzülen adam belli eder muhakkak.Sessiz sakin kalmaz.Göz yaşlarımla süslüyorum bu yazdıklarımı sayfaya renk gelsin diye.Ama sen bunu anlamıcak kadar hayata dar pencereden bakıyosun.Sanmaki mutlu olucaksın elbet acısı çıkıcaktır bi yerden.Sonuçta etme bulma dünyası bu.Ben sana ettiklerimin sende bana ettiklerinin cezasını çekiceksin elbet.
Beni hastaneye kaldırdılar.Hatta kaldırmakla kalmayıp hastane hastane dolaştık gecenin bi yarısı.Kim vardı biliyor musun yanımda hastaneye giderken? Sevenlerim vardı ailem.Sen gene her zamanki gibi yoksun yoktun.Ne acı bişey bu iliyor musun? Bilemezsin ki? Yaşamadın ki bilesin.Sen sevgiden yoksun ilgiden fakir bi insansın.Onun için bu dediklerimi anlıyamazsın.Eğer sevilen değer verilen veren seven biri olsaydın beni anlıyabilirdin.Sen gerçek sevgiyi tatmamışın ki? Bi tatsaydın tadı damağında kalırdı.Ama az da olsa sana gerçek sevgiyi tattırdım.Ve inanıyorum ki birgün bi boşluk hissediceksin.Bu boşlukta benim boşluğum eksikliğim olucak bunuda biliyorum.Ama o zamanlarda beni bulamıcaksın.Hatırlıyor musun sana bişey demiştim telefonda.Bir gün herkesi aradığın da yanında bulacaksın ama biri varki onu yanında bulamıcaksın hatırladın mı bu sözümü? İşte bu sözü yaşıcaksın belkide yaşıyosundur.İnşallah rabbim yaşatsın sana yokluğu eksikliği acıyı yaşatsınki biraz bazı şeylerin kıymetini bilesin özelliklede sevginin verilen değerin değerini.
Bunu canı gönülden istiyorum inşallah olur.Ve beni ağalattın çoğu yazımı göz yaşlarımla süsledim bunu sen görmedin ama dilerim gene rabbimden bunu sana göstersin yansıtsın hissettirsin bu göz yaşlarında hesabını veresin yaradana.Şimdi tam olarak bilmiyorum ne kadar oldu ayrılalı ama şunu iyi bil özlem bu dünya ne sana ne bana nede başkasına kalır bu sözümüde unutma...

Devamını Oku
Çağrı Kayalıdere

Gelin şunu biraz daha açıklığa kavuşturalım.Örneğin mezar biraz ağır sert bi örnek gibi görülebilir.Ama mantı ken düşündün mü insan öldüğünde mezara gömülüyor ama yaşantısı boyunda sevmediği bi insanı gömülmesin diyemez ki? Biraz daha bi örnek verelim şu konuya açıklığa kavuşturalım.Bi çok insan sarışın tenden hoşlanır ama esmerden hoşlanmaz esmerden hoşlanır sarışından hoşlanmaz öle değilmi? Bu örnek uzar gider.Bi de şöle düşünelim bi cafe var hoşumuza giden cafenin sahibi esmer değilde sarışın bi bayan veya erkek.Bu şu anlama gelir mi sizce ben sarışınları sevmiyorum esmerim onun cafesine oturup çay kahve içmem diyor musunuz? Tabi kide demiyosunuzdur.Ama şöle olabilir sahibi hoşuma gitmiyor ama çalışanları güler yüzlü sempatik gibi.
Aslında bence insanlar içinde kendi kendilerine ayrımcılık çıkarıyorlar.Hemde boş yere örneğin baş örtüsü kavramı benim annem mesela baş örtüsü takmıyor ama arkadaşımın annesi baş örtüsü takıyor bu şu anlama gelmiyor ki arkadaşımı seviyorum saygı duyuyorum ama annesi başı örtülü benim annem başı açık örtü kullanmıyor arkadaşımın annesine saygı sevgi duymamalıyım.Bu size mantıklı geliyor mu? Bana gelmiyor şahsen.İnsan insandır sarışın esmer kumral kızıl vs.. başı örtülü açık vs... bunları ayırmak ayrı kaba koymak bizlere kalmaz.Ya da dışlamak kalmaz.
Ve her ne olursa olsun insan o insana saygı duymak zorundayız.Aynı şekilde karşımızda ki insanda bize saygı göstermeli.

Devamını Oku