sapır sapır dökülür kızgınlıklarım denize
ve saçılır yılların sabrı kumsala
bir esinti çıksa fırtına sanacak kalbim
tenimi sıyıracak pürüzlüğe takatim kalmadı
arkalı önlü saydırdım değişen doğanıza
biz hiç bir araya gelemedik
farkında mısınız
yok
öyle oturup muhabbet ettiğimiz sofralardan
gırtlağımız yırtılana kadar bağırdığımız maçlardan
ertesi yağmur
daha çok yağdı sonra yürek ateşi söndü
ertesi gün
ağzımda ekşi bir tat
dilim damağıma sarılmış bir bütün
en sevmediğim gerçek
en sevdiğim rüyaymış
ne de güzelmiş dolaşmak
dal şafak evin içinde
bir de aptal gibi
bembeyaz çarşafın üzerine
kaç günah yazdım bilir misin
en masum halimle
narince yazdım
birkaçını
bence kokun
müstakil bir evin
yaz hali bahçesi
sabahları
bütün günün kirinden arınmış
sabahı ediyorum yine
telaşlı
terli
suratsız
susmaktan yırtılan boğazım
bol acılı yine
ortak
sen gittin ya
öldü bu şehir
hoş
bende nabzı atmıyordu zaten
nasıl bir ağrıdır bu
beynimde hergün gram gram büyüyor
nasıl bir kaygıdır bu
geleceğe dair
kırılmadık yerin kalmadıysa
hava al
sonra azdan onardığın yer olacaktır
ama alçılı yere fısılda tekrar kırılacağını ki
umut ziyan olmasın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!