seni düşünmek kolay olsaydı Ayça
gecelerim böyle uzun sürer miydi
gözlerim dalıp gider miydi uzaklara
seni düşünmek kolay olsaydı
ölmek bu kadar zor gelir miydi bana
'Ne zaman yağmur yağsa bu sokaklara....'
Ağrısız, sancısız yağmur heveslerinde eylülün
hiçkimsenin ağlamadığı cenaze törenleri
bizim gençliğimiz...
onun için mi solan koca bir bahardan
Sen renksiz
ve ümitsiz
bir kelebeği andırsan da
ellerimde
Düşünmedin Ayça
Gidersen
sıradan bir eylül akşamı solgun bir yüzdün aklımda
içinde kötü bir his vardı mutsuz değildin aslında
kime sorsan bu mevsimi çok uzaktı güzel şeyler
kurumak için delirsen de dinemezdi yağmurlar
el sallayan çocuklardık arabaların camlarında
-Nazım Hikmet'e-
Titriyordu aç bir çocuk ıssız kuytularda
Bir dilim ekmeğin hayaliyle ısınıyordu
İlk o varmalıydı karşıki otelin çöplüğüne
ilk o almalıydı nasibini akşamki ziyafetten
Gece çöker
bütün evler
mimarisinde sessizliğin
övüntülerini bırakıp
uzanmalı çocuk
sarılarak mecalsiz anılarına
sana göre uzanmak bu
bir sahil ılıklığında ömrünün
sana göre utanmak
sevgiye çakılmış korkuluklardan
bir vakit kuşlarımız oldu
kaçıp giderkan daha bir bizim!
'Sonbahar geldi ve yapraklar, yavaş yavaş vedalaştı dallarıyla. Tıpkı senin gibi, onlarda kopacak yuvalarından; kuruyup gidecekler...
Herşey değişti sen gidince. Kuşlar ötmez oldu. Güneş ağlamaklı bakıyor tepelerin ardından. Akşam rüzgarı savuramıyor saçlarımı eskisi gibi.
Ve ben artık gülemiyorum...'
Çekip gitmek üzereyken buralardan
Yeşil gözlerinle ansızın karşıma çıktın
El değmemiş acılar getir bana
Kederimle, boyumdan büyük olmalıyım
Zemheriden bir bulut çal bana
Yağdım mı, tane tane yağmalıyım
Sonbahar bitmez, sen küsersin ya
Şimdi bize bu anlamsız
bu sarhoş su birikintisini
akdeniz diye yutturdular öyle mi?
/ umutsuz değilim;
yorgunum /
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!